İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​YAZIN NEŞE'Sİ…

YAYINLAMA:

Garibim yaz dizilerine, hep üvey evlat muamelesi yapılır. Kış dizlerine verilen ihtimam, yaz dizilerine verilmez. Bütçeleri bile yarı yarıya düşer. Senaristler, replikler üstüne uzun uzadıya düşünmez. Ana fikri, giriş, gelişme, son bağlantısına dikkat edilmez. Dram, gözyaşı yok olur. Ağır ağabeyler, yaz dizilerde volta atmaz. Yüzeysel, komik sandıkları konularıyla hepsi birbirine benzer. Kısa ömürlüdür... Tek sezonluk projeler olarak, unutulur giderler. İşte bu ezberleri bozacak bir yaz dizisi geçen hafta TRT 1’de başladı. “Hayatımın Neşesi” dizisinin oyuncu kadrosu çok güzel… Şebnem Bozoklu ve Tolga Tekin son derece uyumlular. Birbirlerine çok yakışmışlar. Doğal, sıcak, samimi... Yavan, zorlama espriler yok! Konular havada kalmıyor. Laf olsun, vakit geçsin diye izlediğiniz dizilerden artık bıktıysanız… Her Cuma saat 20.00’de TRT 1 açın!

Milyonlar kurtaramadı!

Dijital çağın hızla yükselişi, geleneksel medya kuruluşlarını altüst ediyor. Bu değişimin son kurbanı, 135 yıllık köklü geçmişiyle adından söz ettiren National Geographic dergisi oldu. Dijital dünyanın hâkimiyeti karşısında direnemedi. Veee acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı. 1.8 milyon sadık aboneye sahip olan dergi, geçmişte sabit kadrolu yazarlarıyla gurur duyarken, şimdi onları işten çıkarmak zorunda kaldı. Artık içerikler, derginin kalitesini ve özgünlüğünü temsil eden sabit bir ekip yerine, freelance yazarlar ve editörler tarafından hazırlanacak. Bu dramatik değişim, National Geographic'in dijital dünya karşısındaki ezici yenilgisinden başka bir şey değil. Bir zamanlar dergi raflarını süsleyen kaliteli sayfaların yerini, sıradan ekranlar ve sosyal medya akışları alacak. Eski yazarlar, derginin kalbine ve ruhuna canlılık katarak içerik üretiyordu. Onlar, okuyucuları büyüleyen hikayeler anlatıyor ve bilgiyle dolu sayfalar sunuyordu. Ancak şimdi, sabit kadronun yerini, geçici dışarıdan gelen yazarlara bırakıyor. Bu durum şimdiden, derginin kimliğini ve kalitesini koruma endişesi de yaratıyor. Dijital dünya her şeyi ele geçirdi. Özgünlük, kalite, derinlik gibi değerler, popülerlik ve hızlı tüketim arasında hızla eziliyor. Ne acı ki ezilenlerden biri de National Geographic oldu. O da eski güzelliği ve büyüsünden uzaklaşarak, artık dijital platformlarda…

Ekmek kırıntısı…

Yeni bir kelimeyle tanıştım “Breadcrumbing”… Türkçe meali “Ekmek kırıntısı bırakma”… Pekiii ama bu ekmek kırıntısını kim bırakıyor? Neden bırakıyor? İşin aslı astarı; konu yine çok aşina olduğumuz bir durum. Ama otoriteler bu duruma da havalı bir isim vermişler. Breadcrumbing bir manipülasyon durumu…Bu manipülasyonlu kişilik sürekli sizle plan yapar ama sizinle sadece kendi canı istediğinde görüşür. Size ciddi ilişki düşündüğünü söyler fakat bunu davranışlarına dökmez. Uzun süre hiçbir açıklama yapmadan ortadan kaybolur, sonra bir anda hiçbir olmamış gibi ortaya çıkar. Bir gün çok yakın samimi davranıp ertesi gün çok uzak davranır. Sizi kendine bağımlı kılmaya yetecek kadar ilgi gösterip, asla tamamen sevgisini belli etmezler. Hadi bakalım bilgiler benden, bu tiplerden kaçması sizden!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...