İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​HUZUR VE DİNGİNLİK

YAYINLAMA:

Huzur ister doğuda, ister batıda, kuzeyde veya güneyde yaşasın, herkesi eşit şekilde ilgilendirir. Zengin ya da fakir herkes içtenlikle huzur konusunda kaygılanmalıdır. Hepimiz insanız ve hepimizin genelde tek bir kaygısı vardır: Mutlu olmak, mutlu bir yaşam sürmek. Ve hepimiz mutlu bir yaşamı hak ederiz. Şimdi de bu düzlemde konuşacağız. Herkesin bir “ben” ve “benlik” duygusu vardır ama bu “ben” ve “benlik”in tam olarak ne anlama geldiğini anlamayız. Yine de güçlü bir “ben” duygumuz vardır. Bu duygu mutlu olmak ve acı çekmemek için kuvvetli bir arzuyu da beraberinde getirir. Bu otomatik bir şekilde içimizde yükselir veya belirir. Bunu temel alırsak, hepimizin mutlu olmaya hakkı vardır.

Bu arada, yaşamımızda pek çok hoşa gitmeyen şey ve engellerin olması da kaçınılmazdır. Bunu iki kategoriye ayırabiliriz. Acının bir bölümü fiziksel temele dayanır, hastalanmak ve yaşlanmak gibi. Benim gibi, şimdiden bu konuda deneyimlediğim şeyler var – duymam, görmem ve yürümem oldukça zorlaştı. Bunların olması kaçınılmazdır. Diğeriyse tamamen zihinseldir. Fiziksel seviyede her şey rahat, lüks içinde ve ihtiyacımız olan her şey yanımızda bile olsa eğer belli bir strese ve iç güvensizliğe sahipsek, kendimizi yalnız hissederiz. Kıskançlık, korku ve nefret hisseder, sonra da mutsuz oluruz. Öyleyse, fiziksel seviyede olmasa bile, zihinsel olarak acı çekmek pekâlâ mümkündür.

Fiziksel konfor için, paraya da sahipsek, evet, acının düzeyini bir miktar azaltabilir ve fiziksel bir tatmin duyabiliriz. Ancak; güç, şan ve şöhreti de içinde barındıran bu tarz bir fiziksel seviye bize içsel huzur getirmez. Tam tersine, bazen çok paraya ve zenginliğe sahip olmak daha da fazla tasalanmamıza neden olur. Kendi namımız ve şöhretimiz için o kadar kaygılanırız ki bu belli bir miktar ikiyüzlülük, huzursuzluk ve stres yaşamamıza neden olur. O halde içsel mutluluk dışsal etkenlere değil, içsel düşünüş şeklimize bağlıdır.

Bazı fakir kişilerin içsel olarak oldukça güçlü ve mutlu olduklarını gözlemleriz. Gerçekten de, eğer içsel bir tatmine sahipsek, her türlü fiziksel acıyla başa çıkabilir ve onları dönüştürebiliriz. O halde, fiziksel ve zihinsel acıyı birbiriyle mukayese edersek, sanırım zihinsel acı daha şiddetlidir; zira fiziksel tatminsizlik zihinsel huzur sayesinde alt edilebilir ama zihinsel huzursuzluk sadece fiziksel konforla giderilmez.

İnsanların zihinsel sıkıntıları ve problemleri hayvanlarınkinden çok daha güçlü ve şiddetlidir. Fiziksel seviyede, belki her iki tarafın da çektiği acı aynıdır ama insanları ele alırsak, zekâmızdan kaynaklanan kuşkularımız, güvensizliklerimiz ve stres kaynaklarımız vardır. Bunlar bizi depresif bir ruh halinde götürür ve hepsi de aslen daha üstün zekâya sahip olduğumuz için olur. Bunu gidermek için de yine insan zekâsını kullanmamız gerekir. Duygusal seviyede, bazı duyguların, içimizde yükselir yükselmez iç huzurumuzu bozması gibi bir özelliği vardır. Ama diğer taraftan da bazı duygular bizi kuvvetlendirir, bunlar içsel güç ve güvenin temelidir ve daha sakin ve dingin bir zihin yapısına kavuşmamıza yardımcı olur.

GÜNÜN SÖZÜ: SADECE HUZUR

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...