İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YOUTUBE TELLALLARI! SİZE İNAT DERTLERİ KÜÇÜLTECEĞİM!

YAYINLAMA:

Televizyonlar dökülüyor.

Masalarda, sofralarda, altınlar içinde gelinler çirkin insanlar, bir araya gelip çirkefçe kavga ediyorlar.

Birbirlerinin evine "misafir" dediğimiz kelime anlamında gidip, koca koca dişleri ile ağızlarına ne gelirse söylüyorlar.

Her kanalda yakışıksız çirkefçe aşağılık kavgalar var.

Utanmaz kavgalar ediyorlar.

Kavga olmazsa, o program seyredilmez kafasında yapımcılar iş yapıyorlar.

Ben hangi kanal bu tarz kavga çirkefliği içinde program yayınlıyorsa, asla o kanalın ana haber bültenini izlemiyorum.

Ana haber saatinden önce çirkeflik kavga seyrettir, sonra ana haberlerinde kadına şiddete hayır falan haberleri anlat dur.

İkiyüzlü kanallar diyorum bunlara.

Hal böyle iken;

Tanıdığım tanımadığım birçok insan youtube kanalı açtı.

Eh orada da, ne kadar abone sayın yükselirse, ne kadar seyredilirsen o kadar para kazanıyorsun.

Anladık para kazanmak çok önemli.

Anladık kimse babasının hayrına iş yapıyor ve yapmaz.

Orası da oldu bir çöplük alanı.

Ama.

Konum şu!

Bakın youtube yayını yapan insanların geneline.

Buluyorlar birini ve onunla karşılıklı röportaj yapıp soru soruyorlar.

Başlıklar, yani tanıtım başlıkları korkunç cümleler.

Programın içeriğinde anlatılanlar, hepsinin içeriği korkutuyor.

Ne kadar bilimsel olduğu bilinmez ama, bildiğim, gördüğüm hayata dair hep kötü haberler var.

Geleceğe dair çok korkunç haberler var.

Hep kötü.

Yahu geleceğe dair, hiç mi iyi bir haber, iyi bir gelecek yok insanlığa.

Bakın herhangi birinin, 1 konuk aldığı videosunu izleyin, geleceğe dair en küçük bir ümidiniz kalmaz.

Başlıkları burada yazmıyorum, çok kötü.

Anlıyorum, insanlar kötü haberlere daha çok dikkat ederler.

Anlıyorum, seyredildikçe youtube hesabınıza daha çok para gelir.

Anlıyorum dert para.

Ama, youtube bu kadar çok izlenirken, siz dolar ile hesabınıza para gelirken insanların ümidini kaybetme duygusuna sebep olmanızın vebaline ne diyeceksiniz.

İnsanların bütün umudunu, ümidini yıktık.

Korkum şu!

Ya çocuğunuz.

Anne ya da babacığım, madem dünyanın geleceği bu kadar çetrefilli.

Bu kadar kötü, beni neden beni doğurdun derse ne diyeceksiniz.

Size inat olsun.

Bu sabah.

İki güçlü bacakla kalktım yatağımdan.

Kalkamaya bilirdim.

Sabah kahvaltımı ettim, en sevdiğimle.

Edemeyebilirdim.

Size inat.

Dertleri küçülteceğim.

Dertler küçülürken, şükranlar büyür.

Size inat.

Ne güzel bir güne uyandım, diyeceğim.

Siz benim.

Ruhumu grip edemeyeceksiniz.

Size inat.

Bugüne ve geleceğe şükranlarımla.

Funda'nın aklındakiler…

Fikret Kuşkan.

Yılların usta oyuncusu.

Bodrum Türk Filmleri haftasında, "Yaşam boyu Onur Ödülü" almış.

Ödül sonrası gazeteci arkadaşlar kendisine soru soruyorlar.

Vay canına.

Fikret bey sert bir çıkış yapıyor: "Röportaj yapmıyorum, benimle ancak işimle ilgili röportaj yapabilirsiniz, ben 15 yıla yakın zamandır, bugünkü şebekler ve maymunlar gibi röportaj derdi olan bir adam değilim".

Demiş.

Dahası var.

"Bu ödülü aldığım için benimle sohbet edebiliyorsunuz, yoksa siz benimle sohbet edemezdiniz"

Bu ne öfke yahu.

Bu ne ego yahu.

Böylesine güzel bir gecede, bu ne sert bir söylem yahu.

Sinirleriniz mi bozuk acaba.

Gazeteci arkadaşların ne kabahati var, ödül almışsınız onlarda, saygın bir oyuncuya mikrofon uzatmışlar.

Ayrıca.

Uzatın kulağınızı bir şey diyeceğim.

Oynadığınız tüm dizilerde, şebek ve maymun dediğiniz, röportaj veren o arkadaşların başrolünde, siz iş yapıyorsunuz.

Babaları falan rolünde oynuyorsunuz.

Fikret bey!

İnsan, yıllar geçtikçe daha olgunlaşır.

İnsan, yıllar geçtikçe daha bilge insan olur.

İnsan, yıllar geçtikçe daha toleranslı olur.

İnsan, yıllar geçtikçe daha anlayışlı okur.

Sizin neyiniz var böyle.

Funda’nın aklındakiler…

Kasım ayı dün sana köşemde mektup yazmıştım.

Kasım ayı dün seninle köşemde dertleşmiştim.

Sevgili Kasım;

Senden ricam;

Fenomen haberleri duymak istemiyorum,

Güzellik merkezleri haberlerini duymak istemiyorum,

Arsız, tükürüklü lama ailesi Polatgiller ailesi haberlerini duymak istemiyorum,

Mehmet Ali'nin ilişki haberlerini duymak istemiyorum,

Bazı astrologların, yarın zengin oluyoruz palavralarını duymak istemiyorum,

Youtube kanallarından felaket tellali röportajları ve komplo teorilerini dinlemek istemiyorum,

İnsanların, fake hesaplardan birbirlerine saldırmasını istemiyorum.

Böyle bir ay diliyorum.

Teşekkürler.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...