İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

JISBAR IN ISTANBUL

YAYINLAMA:

Sergi, genelinde popüler kültürün hepimize kanıksattığı şeylerin eleştirisi üzerine kurulu. Yani aslında eserleri dikkatli inceleyerek gezerseniz; sergiden almanız gereken bir popüler kültürün, sıradanlığın, görmekten sıkıldığımız halde genel geçere uyup beğenir gibi yaptığımız sanatın ağır eleştirisinin var olduğunu göreceksiniz. Sadece renkli tuval önünde fotoğraf çekilmek için sergiyi ziyaret eden, her açıda ayrı bir poz vererek sosyal medyasını canlandırmaya gelen, Instagram’da güzel huylu gerçek hayatta adeta ‘tabula rasa’ya dönüşen kızlar hayatımın dilemmasını yaşattı.

Eğer gerçekten gezmeye hevesliyseniz; Jisbar İstanbul’da sergisi Aslı Bora küratörlüğünde 31 Mart’a kadar Kalyon Kültür binasında.

GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ UZAY FİLMLERİNDEN-MİŞ

The New York Times, Reelblend, Collider, FilmSpeak gibi dünyanın en çok takip edilen haber ve kültür sanat platformlarında yazan yazarların ve eleştirmenlerin övmekten kendini alamadığı Dune: Part Two’nun yorumları inanılmaz... Bu yorumlar filmin bu döneme fazla olduğu yönünde; tıpkı kendi dönemlerinin çok ötesinde olan Yüzüklerin Efendisi ve Star Wars gibi. Sürekli bu iki önemli serinin adını kullanarak Dune serisinin ikinci filmini yorumluyorlar ve henüz negatif dolu bir yorum okumuş değilim. Ben ilk filmdeki durağanlıktan kaynaklı ikinci filmden biraz ümitsizdim ancak denen o ki bu film ilkinden daha heyecanlı, daha aksiyonlu ve savaş sahneleri ‘Yüzüklerin Efendisi’ seviyesindeymiş. Filmin yaklaşık 3 saat olmasını nasıl yorumladıklarına baktığımda ise ‘keşke daha uzun olsaydı’ yorumlarını görünce şaşırdığımı da itiraf etmeliyim. Gelmiş geçmiş en iyi uzay filmlerinden biri olduğunun altını çizen eleştirmenler yorumlarında samimi mi yoksa yine PR harikası bir film ile mi karşı karşıyayız görmek isterseniz; Dune: Part Two bugün vizyonda.

2019’da Euphoria ile hepimizin hayatına bodoslama dalan Sydney Sweeney ve The Expendables 3 filmi ile tanıdığımız Glen Powell’ın başrollerini paylaştığı, sosyal medyada yayılan ‘behind the scenes’ videolarıyla neredeyse her sahnesine aşina olduğumuz Will Gluck yönetmenliğinde çekilen Anyone But You filmi de bugün vizyonda. Konusuna çok değinmeme gerek yok çünkü film en klasiğinden bir rom-com filmi. Sanırım bu film üzerinden Türk korku filmleri üzerine yaptığım eleştiriyi Romantik Komedi türü için de yapmaya başlayacağım… Çünkü kalbe dokunan, duygusal yoğunluğundan günlerce kendimize gelemediğimiz, aşka olan inancımızı perçinleyen, ‘iyi’ romantik komedi filmleri izlemeyi gerçekten özledim...

Bu arada hazır vizyondan bahsederken, eğer vizyondayken yetişemediyseniz ve hala merak ediyorsanız Nuri Bilge Ceylan’ın gişede en çok hasılat yapan ve 76’ncı Cannes Film Festivali’nde prömiyeri yapılan, ayrıca Merve Dizdar’a Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran filmi; Kuru Otlar Üstüne, bugün Netflix Türkiye’de seyircisiyle buluşuyor.

UNUTULMUŞ BİR CUMHURİYET KADINI

Emirgan Sahili’nin en güzide alanı, küçük yaşımda ilk kez bir okul gezisi ile ziyaret ettiğim ve o günden beri benim için sanatın yıkılacak son kalelerinden biri olan Sakıp Sabancı Müzesi Türkiye’de resim sanatında icraat göstermiş, ülkemiz resim tarihi için önemli bir yere sahip olan birçok sanatçıya ve eserlerine yer verdiği sergileri, 28 Nisan tarihine kadar Melek Celâl’e ve eserlerine odaklanıyor.

1896 doğumlu Melek Celâl, adını pek duymadığımız biri olmasının yanı sıra resim tarihimizde 1924’te ilk nü eserleri sergileyen, 1935 yılında kişisel sergisini açan ilk kadınlarından biri; ressam, heykeltıraş, yazar...

İstanbul’da varlıklı bir Osmanlı ailesinde yetişen, genç yaşında Paris’e gidip Julian Akademisi’nde resim alan Melek Celâl; ‘Geç Osmanlı-Genç Türkiye’ye sanatıyla tanıklık etmiş ve günümüzde eserleriyle yaşadığı döneme ışık tutan nadide isimlerden biri.

Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl sergisi 28 Nisan’a kadar, pazartesi günleri hariç her gün SMM’de ziyarete açık.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...