İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

GAZZE'YE AYAK BASAN İLK BAŞBAKAN

YAYINLAMA:

Özellikle de Gazze’ye gideceğini ifade etmesi, Abbas’ın konuşması açısından en dikkat çeken başlıktı.

Konuşmayı dinlerken 94 Kasım'ına gittim bir an...

5 Kasım 1994 günü İngiliz haber ajansı Reuters, "Filistin'e ayak basan ilk yabancı başbakan" başlığı ile dünyaya servis ettiği haberinde dönemin başbakanı Tansu Çiller'e geniş yer ayırmıştı.

Haberle birlikte geçilen fotoğraf da, Çiller'in Gazze ziyareti öncesi Doğu Kudüs'te bulunan Ömer Camii ziyaretiydi.

Başbakan'ın burada namaz kıldığı fotoğraf altında vurgulanmıştı.

Seyahat 3-7 Kasım tarihlerinde İsrail ve Mısır'ı kapsıyordu.

- Sürpriz görüşmeye İsrail tepkisi

İlk olarak Gazze'ye giden Çiller, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat'la bir araya geldi.

Çiller, burada, ‘Türkiye'nin ilk aşamada konut ve altyapı çalışmalarında kullanılmak üzere Filistin'e 50 milyon dolar yardım yapacağını’ açıkladı.

Arafat da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirmişti.

Türk heyeti, zamanın çok dar olmasına rağmen, Gazze'nin ardından, 'programda yer almayan' önemli bir ziyaret daha gerçekleştirdi.

FKÖ'nün Kudüs Temsilcisi Faysal Hüseyni ile bir araya gelindi.

O gün, Çiller ve Hüseyni'nin görüştükleri binaya Filistinli güvenlik görevlilerince İsrailli korumaların sokulmaması ciddi gerginliğe yol açmıştı.

Görüşmeye İsrail tarafının tepkisi de gecikmedi.

Dönemin İsrail Başbakanı İsak Rabin, "Başbakan Tansu Çiller'in bu daveti kabul etmesinden dolayı üzüntü duyuyorum." açıklamasında bulundu.

Bir beyanat da Hüseyni'den gelmişti:

"Başbakan Tansu Çiller’i biz davet ettik. Bu ne ilk ne de son olacaktır. Barış süreci ve Kudüs sorunu hakkında görüştük."

- Gensoru önergesi

Mısır'ı da ziyaret eden heyeti dönüşte tatsız bir de sürpriz bekliyordu.

Tepkilerini yüksek sesle dillendiren muhalefet, bununla da kalmayıp TBMM’de Başbakan Tansu Çiller Hakkında Gensoru Açılmasına ilişkin Önerge vermişti.

16 Kasım günü Meclis gensoru nedeniyle hayli hareketli bir gün yaşadı.

Görüşmelere son noktayı, -Çiller'den çok da haz etmediği bilinen- günün Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal koyacaktı.

Kürsüye gelen Soysal tüm eleştirileri tek tek yanıtladı:

"Filistin halkına, yani Gazze şeridinin o çok kötü koşullarına hapsedilmiş durumda olan Batı Şeria'nın henüz bağımsızlıktan bir hayli uzak olan ortamında yaşamak zorunda olan ve bir bakıma bütün bu gelişmeler dolayısıyla yalnız kaldıklarını, dünya tarafından terk edildiklerini düşünen Filistin halkına bir mesaj vermemiz gerekiyordu: Biz, sizin davanızdan yanayız."

- 'Rabin'in yüzüne söyledi'

"Yaser Arafat'ın ve çevresindeki Filistinlilerin bizden istedikleri, bizim, bütün dünyada belli yeri olan bir ülke olarak, kendi yalnızlıklarını, kendi çaresizliklerini ve kendi ihtiyaçlarını başkalarına duyurmamız idi.

Zannediyorum, bütün bu görüntülerin gerisinde, önemli olan nokta budur; ama, bunu yapabilmemiz için, hatta bazılarımızca eleştirilen bazı sözleri söylemek zorunda kaldığımızı da itiraf etmek gerekir.

O İsrail ki, henüz Filistin'i bir devlet olarak tanımaya hazır olmadığını hissettirmektedir ve bunu halkına söylemekten çekinmektedir.

Onun resmî yemeğinde, Türkiye'nin Başbakanı, ‘Filistinlilerin de sizin gibi devlet olmaya, kendi yurtlarına kavuşmaya, devletleşmiş yurtlarına kavuşmaya hakları vardır.’ demiştir.”

- 'Gidilmeliydi'

"Bu, belki, bizim, eskiden beri dünyaya söylediğimiz bir şeydir; ama, İsrail'in bir resmî yemeğinde, İsrail Başbakanının ve İsrail sorumlularının karşısında bunları söyleyebilmek için, Türkiye Başbakanının oraya gitmesi, orada bulunması ve İsrail ile de daha taze ve daha yakın ilişkiler kurmak niyetinde bulunduğunu açıklaması gerekiyordu."

- Tarihe not düşmek

Hasılı, dikkatinizi çekmiştir.

Her kim bir konuda konuşuyor, bir şeyler anlatıyorsa, bir dönemi sanki hiç yaşanmamış kabul ederek, sözünü dahi etmiyor.

90'lar mesela.

Oysa sonradan da olsa, tarihe not düşmek hayli önemli.

Özellikle de o günler hakkında hiçbir fikri olmayan gençler için…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...