Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Kapalı
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
İkindi vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Ara

Zehirli tohumu kim ekecek?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Dürüstlüğün erdemlik olduğu bir yazıya denk geldim. Mevcut iktidarın işin içinden nasıl sıyrıldığına hepimiz görüyoruz. Yapılan yolsuzlukları kitabına uydurup topu çeşitli mecralara ve birimlere attığına hepimiz şahidiz. Günümüzde dürüst ve işinin ehli insanları terör bağlantısıyla yok etmek isteyen bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız. Esenyurt gerçeği bunun bir göstergesidir. Geçmişe baktığımızda FETÖ terör örgütü üyeleriyle yandaşlık yapan insanlar, Uluslararası Türkçe Olimpiyatları yapan ve aynı suçu işledikleri halde onlar ak, diğerleri kara. Günümüz Türkiye’sinde sıradanlaşmış bir durum bu. Ben yaparsam normal sen yaparsan kayyum.

 

Bir zamanlar Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı. Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkardılar. Hırsız imparatoru görünce ona şöyle dedi; "Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum.

 

Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak." İmparator dudak büker; "Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?" Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz. İmparator kahkaha atarak; "Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni." dedi.

 

Yoksul adam; "Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım. Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz" İmparator irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle; "Ben imparatorum bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim." dedi.

 

Yoksul adam, tohumu başbakana uzatınca başbakan telaşe içerisinde imparatora dönüp itiraz etti. "Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinedar başı eksin. Hazinedar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti. Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçındılar.

 

Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Başı önünde başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve "Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim." dedi.

 

Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için attı. Herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izledi. Sonra da gülerek; "Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter." dedi. Ortalığın toz duman olduğu şu günlerde zehirli tohumu ekecek temiz kimse var mı dersiniz?

Sağlıcakla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *