İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Türk halkı ilk aşkını kaybetti

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Vefatıyla sadece sanat camiasının değil, milyonlarca hayranının da yüreğini dağlayan Ferdi Tayfur, son yolculuğuna binlerce seveninin katıldığı bir cenaze töreniyle uğurlandı. Yılların eskitemediği sesi, sinemada büyük bir yıldız olması ve şarkılarıyla unutulmaz bir iz bırakan bu büyük sanatçı, arkasında derin bir hüzün bıraktı.

 Türk halk müziğinin dev çınarlarından Ferdi Tayfur, yalnızca kendi kuşağının değil, 7’den 77’ye herkesin hayatına dokunmuş bir isimdi. Bugün onu kaybetmek, sadece bir sanatçıyı değil, milyonların kalbindeki ilk aşkın müziklerini de kaybetmek anlamına geliyor. Çünkü Ferdi Tayfur, bir neslin aşkla tanıştığı, gözyaşlarına müzikle teselli bulduğu o eşsiz duyguların sesi olmuştu. Ferdi Tayfur’un şarkıları, yüreklerde filizlenen ilk aşkların nağmesi, gençlik hayallerinin melodisi, umutların ve hüzünlerin sığınağıydı. Bugün onun ardından yas tutan Türk halkı, aslında kendi gençliğine, o masum ve unutulmaz anılarına veda ediyor. 

Bu sadece bir gidiş değil; geçmişe, yaşanmamış hayallere ve kalplerde yer eden hatıralara duyulan derin bir özlem. Ferdi Tayfur, bizimle birlikte sevdalarımızı büyütmüş, üzüntülerimizi mısralara dökmüş, hayatımızın müziği olmuştu. "Sen, ben, o, hepimiz... Aslında Türk halkı ilk aşkını kaybetti," demek belki en doğru tanım olacak. Ferdi Tayfur’un şarkıları sadece plaklarda ve radyolarda değil, kalbimizin en mahrem köşelerinde yankı buldu. Bugün hepimiz, bu eşsiz sanatçının ardından, kendi gençliğimizin o güzel günlerine veda ettik. 

Unutulmaz bir uğurlama

 Ferdi Tayfur için ilk tören, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlendi. Burada dostları, sanat camiasının önemli isimleri ve sayısız hayranı bir araya gelerek ona son kez veda etti. Daha sonra naaşı, Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ne getirildi. İstanbul'un soğuk ve yağmurlu havasına rağmen, binlerce hayranı törene akın etti. Bu kalabalık, sadece bir cenazeye değil, bir dönemin kapanışına şahitlik ediyordu. Hayranları, Tayfur'un hastanede bulunduğu süre boyunca bahçede adeta bir nöbet tutmuş, bu bekleyiş naaşın defnine kadar devam etmişti. Cenaze töreni ise sadece bir veda değil, adeta ona duyulan sevginin ve minnettarlığın bir gösterisi oldu. Soğuk ve yağmurlu hava, hayranların içindeki sıcak sevgiyi bastıramadı; kalabalığın arasından çıkan feryatlar ve dualar, ünlü sanatçının kalplerde ne kadar derin bir yer ettiğini gösteriyordu. 

Bir döneme damga vuran sanatçı 

Ferdi Tayfur, 15 Kasım 1945'te Adana'da doğmuş ve sanat yolculuğuna yoksul bir aileden gelerek başlamıştı. Müzikal kariyeri boyunca 9 Altın Plak ödülü kazanmış, 30'dan fazla albüm ve sinemada unutulmaz izler bırakan 30'dan fazla filmle sanatın çeşitli alanlarında büyük bir başarıya imza atmıştı. Ama asıl ödül, halkın gönlündeki taht oldu. O sadece bir sanatçı değil, bir abi, bir dost, bir kardeşti. Onun sesi, yüreklere dokunan bir çağrıydı; şarkıları ise hüzünle yoğrulmuş bir halk hikâyesi. Çocukluğumdan beri hayranı olduğum bu özel insanla, gazetecilik kariyerimin ilk günlerinde tanışmış ve onunla 40 yıldan fazla abi-kardeş ilişkisi kurmuştum. Sahne arkasındaki samimiyeti, dostluğu ve sanatına olan tutkusuyla herkesi kendine hayran bırakan biriydi. Ferdi Tayfur, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda milyonların sesi, hüzünlerin ve mutlulukların ortak diliydi. Onun filmleri, Anadolu insanının acısını, özlemini ve umudunu yansıttı. Müziklerinde ise hep bir teselli vardı; kalbinde yara olanlar, onun melodilerinde kendini bulurdu. Şimdi ise o, bizleri ardında büyük bir boşluğuyla bırakarak gitti. 

"Cennetin tadını çıkar" 

Ferdi Tayfur'un vefatı, sadece şahsen yaşadığım bir kayıp değil, aynı zamanda tüm bir döneme damga vuran bir yıldızın sönmesi anlamına geliyordu. Ona olan sevgimizi yaşatan binlerce hayranı gibi ben de derin bir hüzün içindeyim. Onun yokluğu, şarkılarından yankılanmaya devam edecek. Her bir melodisiyle, her bir sahne performansıyla o hep yaşayacak. Ferdi Tayfur, tüm dünya için bir sanatçı; bizler içinse bir aile büyüğü, bir dosttu. Bugün 7’den 77’ye herkes onu, ilk aşklarını ve gençlik yıllarını hatırlayarak uğurluyor. Bu bir vedadan çok daha fazlası; bir devrin kapanışı, bir aşkın sonsuzluğa yolculuğu. Bu yazıyı "Güle güle Ferdi Tayfur, cennetin tadını çıkar" diyerek bitiriyorum. Seni asla unutmayacağız, çünkü şarkıların hala yüreklerimizde yaşıyor. Şimdi anlıyorum ki bu sadece gidişine isyan değil, tüm halk seninle ilk aşkına ve gençliğine veda ediyor.

 Seni seviyoruz, FERDİ BABA.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...