Trump’ın 100 Günü: Sınır Duvarı Yeniden Yükseliyor
ABD'de yeniden başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump, ilk 100 gününde aldığı sert ve keskin kararlarla yalnızca Amerikan halkına değil, tüm dünyaya "değişim başladı" mesajı verdi. Göçmen politikalarındaki radikal tutum, küresel ticaretin dengelerini zorlayan ekonomik hamleler ve vergi politikalarında katı uygulamalar, Trump’ın yeniden sahneye dönüşünü güçlü biçimde ilan etti.
Güçlü Başlangıç: Trump'tan Sert ve Kararlı Adımlar
Donald Trump’ın ikinci dönemine attığı imza niteliğindeki ilk 100 gün, özellikle ABD'nin iç politikasında radikal bir dönüşümün sinyallerini verdi. Trump, göçmen politikalarıyla sınır güvenliğini üst düzeye taşırken, ülkesine yönelik yasa dışı geçişleri büyük ölçüde engellemeyi hedefledi. Meksika sınırına yönelik duvar projesi tekrar ivme kazandı. Bu adım, ABD kamuoyunda güvenlik temelli bir kabul görürken, bazı çevrelerde tartışmalara neden oldu.
Küresel Ticaret Dengesi Sarsıldı
Trump’ın uluslararası ekonomik politikaları, küresel piyasaları doğrudan etkiledi. Özellikle Çin, Avrupa Birliği ve Kanada ile olan ticaret anlaşmalarını yeniden masaya yatırması, bazı ülkelerde ekonomik belirsizlikleri tetiklerken, ABD iç pazarında yerli üretimi destekleyen bir dalga başlattı. Bu gelişmeler, Türkiye gibi üretim gücüyle öne çıkan ülkelerin küresel pazarda yeni fırsatlar yakalamasına da zemin hazırladı.
Göçmen Politikası: ABD'ye Yönelik Akışı Kesme Stratejisi
Trump yönetimi, yasa dışı göçmen geçişlerine karşı “sıfır tolerans” politikasıyla dikkat çekiyor. ABD'ye yönelik düzensiz göç akışının ulusal güvenlik tehdidi oluşturduğunu savunan Trump, sınırdaki kontrol ve gözaltı süreçlerini sertleştirdi. Bu strateji, başta Orta Amerika ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin göç hareketlerini durdurma zorunluluğunu beraberinde getirdi.
Vergi Politikalarında Yeni Dönem: Katılık ve Yerli Sermaye Koruması
Donald Trump’ın vergi politikalarındaki kararlılığı, özellikle çok uluslu şirketlere yönelik düzenlemelerle kendini gösterdi. Yurt dışına çıkan sermayeyi ABD’ye geri döndürmeyi hedefleyen Trump, düşük vergi oranları ve katı vergi denetimiyle yerli yatırımcının elini güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ekonomilere karşı ABD’nin sermaye çekim gücünü artırıyor.
Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?
Trump’ın başkanlık döneminde küresel dengenin yeniden şekillenmesi, Türkiye gibi jeopolitik konumu güçlü ülkeler için stratejik fırsatları da beraberinde getiriyor. ABD’nin içe kapanan ve korumacı ekonomi modeline yönelmesi, Türkiye’nin Avrasya, Afrika ve Orta Doğu ekseninde ticaret ve diplomasi alanında daha fazla inisiyatif almasına olanak tanıyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin yerli üretim ve savunma sanayi yatırımlarına güç katarken, dış politikada bağımsızlık vurgusunu pekiştiriyor.