
Yeni siyasi paradigma nasıl olmalı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde; Türkiye’de ve bölgemizde, merkezinde diyaloğun, dayanışmanın, dostluğun olduğu yeni bir siyasi paradigma inşa edilmesi gerektiğini dile getirmişti.
Türkiye'nin; gelişen, değişen, güçlenen bir ülke olarak hem Türkiye Yüzyılı hem de Terörsüz Türkiye hedefine dost siyasi bir paradigmaya ihtiyacı olduğu muhakkak...
Yeni siyasi paradigma, doğru bir kapsam ve tanımlamayla hem iç hem de dış siyaset açısından Türkiye’ye büyük katkı sağlayacaktır.
Dünyada güç dengelerinin değiştiği, tek kutuplu dünya düzeninden çıkılıp yeni stratejilerin geliştirildiği, yeni güçlerin iş birliği içinde olduğu ve merkez konumda bir ülke olmanın gerektirdiği ihtiyaç doğrultusunda Türkiye’nin; savunma, donanım ve tüm bağlarıyla güçlü olması gerekir.
Donanımın yanı sıra; tecrübelerinden hareketle kendini tamamlaması ve yenilemesi hiç şüphesiz geleceğin Türkiye’si adına temel taşı niteliğindedir.
Yeni Siyasi Paradigmanın sağlıklı bir şekilde icra edilmesi için TBMM'de bütün siyasi partilerin;
Ortak düşman tanımlaması
Değerlere ortak saygı
Ortak Türkiye ideası
Yerli ve milli ortak hedef
noktasında birleşmeleri gerekir. Diyalog, dayanışma ve dostluk çerçevesinde şekillenecek olan yeni siyaset modeli her kesimi mutlu edecektir.
Bu sayede; iktidar mücadelesi adı altında şahsi çıkarlara hizmetin önü kesilecek, iç cephe hiç olmadığı kadar güçlenecek, şer odaklarının girebileceği tüm gedikler kapatılacaktır.
DİYALOG
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cümlesinde geçen ‘diyalog’ esasında bugün PKK’nın silah bırakmasındaki hassasiyetle yürütülen süreçte fikri ortaya koyanlar kadar fikri İmralı’da usulünce dile getiren heyet de dahil olmak üzere üstlenilen misyondur.
Şehit ailelerini ve yakınlarını da incitmeyecek şekilde ilerleyen tarihi süreç ve bu süreçte yaşanan diyaloğun yeni siyasi paradigmaya örnek teşkil etmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
‘Diyalog’ kavramına daha yerel bir bazda bakacak olursak; AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir’in CHP’li bir gençle sokakta girmiş olduğu özlenen diyalog yine olması gereken inşa edilmek istenen siyasi paradigmaya tüm siyasilerin ortak olması gereken esaslı bir örnektir.
DAYANIŞMA
Türkiye’nin mevcut pozisyonu ve sağ duyulu tavrı itibariyle aydınlığı tüm ulusların gözlerini kamaştırıyor.
Bir zamanlar batı tarafından kültürel ahlaki ve ekonomik açıdan yozlaştırılmış olmasına rağmen Türkiye, bugün hem maddi hem de manevi açıdan karanlıkta olan batıya yardım eli uzatan bir dayanışma örneği sergiliyor.
Sadece mazlum coğrafyalara değil; aynı coğrafyada bulunduğu Avrupa’ya karşı göstermiş olduğu bu üstün dayanışma tavrı yeni siyasi paradigmaya örnek teşkil ediyor.
DOSTLUK
Erdoğan’ın cümlesinde geçen ‘dostluk’ ifadesine yönelik de bir çıkarım yapmak gerekirse; emperyal ve küresel güçlerin dünyayı yıllarca sömürdüğü gerçeği hepimizin malumu...
Sömürgeci devletlerin ve devlet başkanlarının gelişmekte olan Türkiye karşısında dostluk ilamları, esasında Türkiye’nin yeni siyasi paradigmasının da en belirleyici unsuru olarak karşımızda beliriyor.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da şu ki; Türkiye’nin diğer Türk devletleriyle olan dostluğunun sarsılmaz bağları hassasiyetle korunurken, diğer ülkelerle olan ilişkilerde siyasilerce ‘ırk ayrımı yapılmaksızın’ ancak fayda üzerinden destek planlaması, yalnız zarar üzerinden eleştirel yaklaşılması ülkemizin gücüne güç katacaktır.