
Büyük Siyonist tasfiyesi mi başlıyor?
Donald Trump'ın, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara ile görüşmesinde her ne kadar ‘İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için İbrahim Anlaşmaları'nın imzalanması’ yönünde direktifler verdiği ifade edilse de;
Trump, ABD'nin Suriye’ye yönelik tüm yaptırımlarını kaldıracağını açıkladı.
Yine ABD, Suudi Arabistan ile 142 milyar dolar değerinde “tarihteki en büyük silah satış anlaşmasına” imza attı.
Sanki hükümsüz bir İsrail var artık ve Trump'ın İsrail için ortaya koyduğu bir çaba yok gibi... Bilakis İsrail’in karşısında duran devletlerin güçlenmesi için büyük adımlar atıyor.
Türkiye’nin İsrail'e yönelik tavrını ve duruşunu net bir şekilde bilen Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik övgü dolu sözleri ve Türkiye’yi bölgede güç merkezi olarak tanıması da sanki İsrail’in tasfiyesine zemin hazırlıyor.
15 Mayıs Perşembe, Rusya- Ukrayna görüşmeleri için Türkiye’nin seçilmesi, Zelensky ve Putin’in bir araya getirilmesi için Trump’ın da İstanbul’a gelmek istemesi Türkiye’nin üstlendiği arabuluculuk misyonunun ne kadar etkili olduğunu gösterdi.
TRUMP ‘SAVAŞLARI DURDURACAĞINA SÖZ VERMİŞTİ’ ZAMANI GELDİ Mİ?
Cumhuriyetçi ve Trump’a yakın bilinen
David J. Reilly;
ABD senatosunu kontrol altında tutan AIPAC Trump yönetiminden dışlandığını, İsrail lobisi, Mossad ve MI6’nın saf dışı edilmeye çalışıldığını yazdı.
Yine David J. Reilly;
“Netanyahu, Zelensky gibi haydut bir aktördür ve haklı olarak bir parya olarak görülmeli ve ICC tarafından savaş suçlusu olarak yargılanmalıdır. İsrail’de rejim değişikliği zamanı...” demesi,
Aynı zamanda Trump’ın elçisi Steve Witkoff’un: “İsrail’in Gazze’deki savaşı sonlandırmayı reddettiğini ve rehine müzakerelerini geciktirdiğini” söylemesi de madalyonun arka yüzünde Siyonist tasfiyesinin haklı gerekçelerinden...
“SANIRIM ABD’NİN GÜVENLİK YARDIMLARINDAN ARINMAMIZ GEREKECEK.”
Uluslararası Uzmanlar arasında 1956 Süveyş Krizi’nden beri ABD-İsrail ilişkilerinin bu kadar berbat olduğunun görülmediği yankılanıyor.
Netanyahu'nun, Dışişleri ve Savunma Komitesi’nin kapalı oturumunda:
“Sanırım Amerikan güvenlik yardımından kendimizi uzaklaştırmamız gerekecek,” demesi;
Amerika ile İsrail ilişkilerin bariz kopuşunu gösterirken İsrail’in Ortadoğu’dan tasfiyesine hızlandıracak nitelikte bir yer buldu.
Papa 14. Leo da, Gazze’de derhal ateşkes çağrısında bulundu.
Leo’nun ilk icraatlarından biri: “Hiçbir iyi Katolik soykırımı destekleyemez” açıklaması oldu.
Tüm bu ifadelere ve eylemlere baktığımız da ABD’nin de Siyonizm’den bıktığı aşikar.
Türkiye’nin dillere destan şahin gücü ve diplomasi zaferleri savaştan arındırılmış bir Suriye, Suudi Arabistan’ın görkemi ve Katar’ın baş döndüren saltanatı, kan gölüne dönmüş bir Filistin’den, asi ve aciz bir İsrail’den fazlasıyla cazip...
Bu sebeple ABD’nin tüm yatırımları ve yaptırımlarına rağmen zafer elde edemeyen ve söz dinlemeyen İsrail, ekonomik açıdan büyük bir kayıp dolayısıyla Trump için artık bir hiç...
Siyonistler ABD Başkanı Trump’ı:
“Filistin’i devlet olarak tanırsa, Trump’ı Beyaz Sarayla beraber yakarız” diyerek tehdit etmeye başladı.
Bu tehdit Trump’ı korkutur mu bilmem ama gördüğüm kadarıyla kamçıladığı fikrine birçok kişi ortak ve Ortadoğu’da Siyonistlerin tasfiyesine ne kadar yakın olunduğu muhakkak…