En yeni ilimize festival ruhu geldi
İlki düzenlenen Düzce Konuralp Uluslararası Film Festivali kapsamında 15-18 Mayıs tarihleri arasında basın mensupları olarak Düzce’deydik. Festivalin açılış gününü Hülya Koçyiğit; son günü olan ödül törenini ise Ediz Hun söyleşisi eşliğinde tamamladık. 2 usta ismin yanı sıra festival boyunca birçok ünlü yönetmen ve alanının bilinen isimleri de festivale iştirak etti. Film gösterimleri ve akademik paneller de festival takvimine dahildi. Kelebeklerin Uyuduğu Yerdeyim filmi gösteriminin ardından Ceyhan Kandemir; Dondurmam Gaymak filmi gösteriminin ardından Yüksel Aksu söyleşisi festival takipçilerinin olduğu kadar benim de radarımdaydı.

Yoğun ilgi ve katılımın ışığında söyleyebilirim ki; bu festivale Düzce’nin ihtiyacı varmış… Daha önce başka festivaller hakkında konuşurken söylediğim birkaç cümleyi yinelemek isterim; festivaller yapıldıkları bölgenin turizmini ve ekonomisini doğrudan etkileyen etkinliklerdir. Göz ardı edilemez artıları varken, birden çok sektörü canlandırıyor olması; bu tür oluşumların ‘neden her bölgede olması gerektiği’ sorusuna yanıt niteliğinde.
Keyifle katılım sağladığım bu festivalin nice yıllar sürmesini ve bölge halkının festivaline sahip çıkmasını diliyorum.
MAYIS AYINDA BENDEN TAM NOT ALANLAR

İstanbul’da az gidip uz gidip dere tepe düz gidip yarısını tek günde bitirebileceğiniz sergilerle geldim. Baktıkça içinizde derin hisler uyandıracağına inandığım bir sergi rehberim var.
İstanbul’un kalbi Beyoğlu’na şöyle bi’ bakınca dikkatimi ilk olarak artSümer’de yer alan Banu Birecikligil seçkisi çekiyor. Mayıs sergisine dahil edişim sizi yanıltmasın bu sergiyi görebilmek için son tarihiniz bugün (24 Mayıs). Eserlerindeki mitolojik ögeler üzerine konuşmak isterseniz derin sohbetlerinize eşlik etmek isterim.
En uğrak lokasyonlarımdan biri olan Meşher’de Ocak ayından beri aynı sergi var; hala görmediyseniz çok ayıp etmişsiniz demektir. “Hikaye İstanbul’da Geçiyor” sergisi hem adıyla hem de 16.yüzyıldan eserleri barındıran içeriği ile görmeye değer bir müze. Üstelik yaz ortasına kadar da Meşher’de ziyarete açık olacak.
Adıyla Pedro Almodovar’a selam çakan İçinde Yaşadığımız Deri sergisi uzun bir süredir Dolapdere Arter’de ve yaz sonuna kadar da Arter’de olmaya devam edecek. Koray Ariş’in yıllardır süregelen heykel ustalığını gözler önüne seren yaklaşık 300 eserden oluşan bu sergiyi de görülecekler listenize ekleyin derim.
DG Art Project’in sadece 1 aylığına ev sahipliği yapacağı Melis Babadağ’ın Güneşin Başına Gelen Bir Durum sergisi doğaçlama üretimin kapılarını aralıyor. İçinde kaybolacağınız eserlerle sizleri bekliyor.