Bize lazım olan vahdet!
Değişti gamla hayatımız, biz eski biz değiliz artık.
Önce güvenden vurgun yedik.
Nasıl olduysa şuursuzlaştık ardı sıra...
Şüpheyle başladı aslında her şey...
Fazla mı ayrıştık muhalif olalım derken...
Gel gelelim;
Bize lazım olan vahdet...
Aslına ermişçesine bir heybet...
Ellerde olmayan o samimiyet...
Söylesene;
Niceliğin nedir ederi?
Hangi gücün gideri olur yoksa niteliği...
Bakıyorum;
Külhanbeyi tavırlar, sağda solda bir efelik!
Heybeti katmadım daha...
Samimiyete girmedim henüz...
Dön bir bak;
Dünya ateş çemberi...
Uluslararası büyük büyük kırılmalar çağı...
Yerelde türlü türlü soruşturmalar yumağı...
Güvenin başı darda...
Adanmışlık zedeli...
Ara ki bulasın vahdeti...
Heybet mi peeeh!
Samimiyet mi güldürme beni...
Birlik yok zaten... Beraberlik hak getire...
Vahşet çoksa hissedarsındır belki sor kendine...
Bir tarafgirlik almış başını gidiyor...
Vahdetsiz,
Heybetsiz,
Samimiyetsiz taraflar!
Ah o taraflar!
Dokunsan ateş püsküren ejderhalar...
Öyle yıpranmış, öyle öfkeli, sözde yaralı taraflar...
Gazeteci, Akademisyen, Avukat, Youtuber diye ayrışan taraflar...
Sade vatandaş, medya, esnaf vesair taraflar...
Taraflar arasında kaskatı kesilen diyaloglar...
Abartılı, dahası ahlaksız polemikler...
Aldanmış muhalifler...
Yaslanacak omuz desteğinden yoksun...
Meçhulü linçten bir tık geri durmuyor toplum...
Uluslararası arenada dostları artanlarız hem de katbekat...
Bizi bize sorsalar;
Kardeş katlini arzulayan kindarlarız, ne büyük kabahat!
Onların bizde gördüğünü biz bizde göremeyecek seviyede âmâ...
Özgür bırakalım etki ajanlığını da dönsün her tilki kürkçü dükkanına...
Öyle ya, gelecek için kim kime güven verebilir?
Ne çok sürprizlerle doludur gelecek kim bilebilir?
Yaşamak için inanmak illa inanmak gerek!
Yolup atalım aramızdaki ayrık otlarını nihayet...
Muhalifse muhalif ama yerli ve milli...
Safları sıklaştırmamız gerektiği besbelli değil mi?
Irkçılığı ayaklar altına alıp lanetlemeli...
Kırmamalı birbirimizin en hassas yerlerini...
Kollamamalı vurmak için bir zaman...
Gamdan azade olmalı darmaduman olmadan.
Koca bir ömür geldi geçiyor...
Şahit olunan acılar tak etti bir gram kaldırmıyor.
Güvenle, güçlü durmalı heyhat!
Dünyanın derdine omuz vermek çıt kırıldımlıkla olmaz şecaat!
Heybetin ayakta durması için güven gerek...
Önce öze, sonra söze, güvenmen gerek...
Olmaya olmaya harcanan paraya karşın,
Her modası özenle kuşanılan çağın,
Viral problemi güven de kazanılmaya değer...
Aranmalı yitirildiyse eğer...
Kapı kapı... Belki saatlerce... Belki gün be gün...
Bulan ehline emanet etmeli...
Ehil avama aşılamalı bir fidan gibi...
Kaybedilen yerde yoktur ya bulmak gibisi...
Sormayın bu aralar hafızam kötü huylu da...
Sürçülisan ettim ise affola...
Etliye sütlüye dokunmadan güvenle gidiyorum.
“Fazladan izahat lisanen kabahat” demiş bir soylu...
Zorlamayın kâfi...
Diyetteyim yahu…