Terörsüz Türkiye: Terörsüz Bölge
Terörsüz Türkiye ideali esasında sadece Türkiye için değil tüm bölge açısından önemlidir. Adeta tüm bölge için yeni bir kader tayini ve türlü gelişmeleri içinde barındıran bir şahlanış modelidir.
Bu ideal neticesinde elde edilecek başarı bölgedeki tüm devletler açısından büyük kazanımlar doğuracağı gibi bu idealin baltalanmasına sebep olacak herhangi bir yanlış adıma meyil tüm bölge açısından kayıpları içinde barındıran bir tehdit olarak da karşımızda durmaktadır.
O yüzden bu zorlu süreçte sonucun tam bir zafere ulaşması adına tüm gediklerin kapatılması kritik öneme sahip ve hiçbir dış müdahaleye açık olunmaması elzem...
Malumunuz bölge yıllardır terör örgütünün varlığı ile yıpranmış durumda... Büyük kayıplar verdi. Hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük zarara uğratıldı.
Yıllardır ezilmişlikle belini doğrultamadı. Dış müdahalenin, baskılanmanın, yaptırımların gölgesinde kaldı. Bölge halkları yaşam haklarının çalınmasıyla yer altına hapsedildi ve yahut zulme uğradı.
Bölge ülkeleri kendi gücünü test edemeyen, kendi potansiyelini keşfedemeyen ve kendi halkına dahi huzuru tesis edemeyen bir hayat içinde aciz ve zavallı görüldü. Maalesef Ortadoğu bölgesi geçmişten bu yana etki ajanlarının fırıldak çevirdiği bir diyar oldu.
Yıllardır yeryüzünde nefes almanın dahi haram kılındığı bir yapı içinde hep kaybeden ve aşağılanan olmakla beraber varoluş mücadelesine dahi giremedi...
Bu sebeple hem toplumsal hem ekonomik hem de bölgenin komple onarımı adına Terörsüz Türkiye çok onurlu ve zengin bir ideal...
Her ne kadar bu adımın öncüsü Türkiye olsa da Ortadoğu ülkeleri için de ortak bir ideal olacak ve esasında terörsüz bölge hedefi, ortaya çıkan pastadan herkesin şifahen nasipleneceği bir sonuç doğuracak.
Ekonomik olarak bir şahlanış olacağı kesin... Güçlü sınır hatları ve korunaklı iç cephe artık mümkün... Sadece iç cephe mi? Tabi ki hayır! Hem iç hem de dışarıdan gelecek tüm tehditlere karşı birlik de mümkün...
Askeri kayıpların yaşanmadığı, şehit haberlerinin duyulmadığı bir zamanın bir dönemin açlığını yaşamakta olan bölge artık katliamlarla soykırımlarla anılmayacak.
Bu açlığın bir an önce giderilmesi hususunda Türkiye’nin bölgesel adımlarının devletler nazarında doğru anlaşılması önemli ve ortak bir fayda ve paydada buluşmak için çok sebebimiz var hepsi de insani, ahlaki, yerli ve milli...
Bu surette ülkemizde ana muhalefet başta olmak üzere hiç kimsenin ayrılık ve aykırılık içinde olmaması önemli... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürpriz bir gelişme olarak duyurduğu AK Parti, MHP ve DEM Parti ittifakı bu nispette iç cepheyi sağlamlaştıracak büyük bir hamle...
Bu büyük zaferin birer paydaşı olabilmenin çabasına düşmek gayet tabii beklenen davranış biçimi...
Bu zaferin dışında kalarak, Türkiye’de; PKK’nın soyunduğu terör gömleğini, bıraktığı silahı farklı farklı yapılara kuşandırarak hem toplumu hem de devleti üzmek isteyenler şunu iyi bilsinler ki;
Bu süreçte üzmek isteyen kendisi üzülür, bölmek isteyen kendisi bölünür. Bu süreçten bir tuğla çalmak isteyen, kendi yok oluşunun temelini atar.
Terörsüz bir gelecek öngörerek özgüvenle yola çıkan Türkiye’nin bu büyük ideali karşısında durmanın ne bedeller ödeteceğini tahmin etmek güç olmasa gerek!
Derinliği bilinmeyen bir suya balıklamasına atlamanın elem dolu akıbetini düşündüğümde kimsenin böyle bir bedeli ödeyebilecek yürekte olduğunu düşünmüyorum.
Bu idealin karşısına duracak herkesin bu sonucu görmeden gafletten hareket etmemeleri kendi açılarından sağlıklı olacaktır.
Çünkü bu büyük ideal ihanet severlerin üzerinden dozer gibi geçecek ve artık esamelerini okutmaz hale getirecek bir idealdir. Bu mesajı doğru okuyamayan anladığı dilin altından kalkamaz.
Vesselam.