Dürzi Kartı Masada, Barış Tehlikede
Ortadoğu’da barışa yönelik her adımı sistematik olarak sabote eden İsrail, bu kez Suriye’nin başkenti Şam’ı hedef aldı. İsrail savaş uçakları, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ve Suriye Genelkurmay Başkanlığı binasına art arda hava saldırıları düzenledi. Tel Aviv’in “Dürzileri koruma” bahanesiyle yürüttüğü bu saldırılar, uluslararası hukukun açık ihlali niteliğinde.
Dürziler Üzerinden Savaş Kurgusu
İsrail’in yıllardır Ortadoğu denkleminde kullandığı "azınlık politikası" bir kez daha sahnede. Dürzi topluluğu üzerinden meşruiyet yaratmaya çalışan İsrail, Süveyda’da yaşanan yerel gerilimleri bahane ederek Suriye topraklarında aleni bir saldırganlık yürütüyor. Sözde Dürzileri koruma iddiasıyla yapılan bu operasyonların perde arkasında, Suriye’nin güneyindeki stratejik dengeyi değiştirme planları bulunuyor.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı da Hedefteydi
İsrail Ordu Sözcülüğü tarafından yapılan açıklamada, saldırıların sadece Genelkurmay binasıyla sınırlı kalmadığı ve Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın da “uyarı” gerekçesiyle hedef alındığı bildirildi. Saldırı sonrası saray yakınlarında yoğun dumanların yükseldiği gözlemlendi. Bu pervasız saldırılar, İsrail’in bölgede istikrarsızlık üretmeye dönük niyetlerini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Süveyda’da Ateşkes, Tel Aviv’de Savaş Hazırlığı
Suriye'nin güneyinde yer alan Süveyda kentinde taraflar arasında sağlanan ateşkese rağmen, İsrail’in askeri yığınağı sürüyor. Ordu kaynakları, Suriye’ye yönelik birkaç gün sürecek geniş çaplı bir operasyona hazırlandıklarını açıkladı. Bu açıklamalar, Tel Aviv’in barış değil, kaos planlarını devreye soktuğunu açıkça gösteriyor.
Suriye Egemenliğine Açık Tehdit
Uluslararası hukuka aykırı şekilde düzenlenen saldırılarda, Şam’daki askeri yapılar doğrudan hedef alındı. İsrail, açıkça Suriye'nin egemenliğine kasteden bu saldırılarla, hem bölge barışını hem de uluslararası hukuku hiçe sayıyor. Avrupa Birliği ve ABD’nin kaygı açıklamaları yetersiz kalırken, İsrail’in saldırganlığına yönelik net bir duruşun eksikliği dikkat çekiyor.
Dürziler Kimdir, Neden İsrail’le Yan Yana?
Suriye, Lübnan, İsrail ve Ürdün’de yaşayan Dürziler, Şii-İsmaili kökenli bir inanca sahip. Tarih boyunca bölgesel siyasetin merkezinde yer alan bu topluluk, İsrail tarafından sık sık manipüle edilmeye çalışıldı. Tel Aviv yönetimi, Dürzi kimliğini siyasi bir araç haline getirerek hem içerideki desteğini sağlamlaştırıyor hem de dış müdahalelere zemin hazırlıyor.
Golan’dan Girişler Engelleniyor
İsrail ordusu, işgal altındaki Golan Tepeleri üzerinden Suriye’ye geçmeye çalışan kişileri engellediğini açıkladı. İsrail, sınırı geçen Dürzileri geri çevirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu hareketliliği meşru müdahale bahanesi olarak kullanıyor. Bu durum, İsrail’in uzun süredir kurguladığı bir senaryonun uygulamaya konulduğunu gösteriyor.
Saldırılar Devam Edecek Mesajı
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Başbakan Netanyahu’nun açıklamaları, Şam’a yönelik saldırıların artarak süreceğinin sinyallerini veriyor. Özellikle Süveyda’dan Suriye ordusunun çekilmemesi durumunda, daha sert saldırılar yapılacağı tehdidi, İsrail’in diplomasi yerine askeri yollara başvurduğunu ortaya koyuyor.
Uluslararası Tepkiler Zayıf, Sessizlik Endişe Verici
İsrail’in saldırgan politikalarına karşı ABD ve AB'den gelen açıklamalar, cılız ve etkisiz kalıyor. Sadece kınama düzeyinde kalan bu açıklamalar, Tel Aviv’e fiili bir yaptırım uygulanmadığı sürece sonuç vermeyecektir. İsrail, bu sessizlikten cesaret alarak saldırılarını daha da yaygınlaştırma peşinde.
Türkiye’den Sessizliğe Karşı Vizyoner Duruş
Ankara, her fırsatta Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini vurgularken, İsrail'in tek taraflı saldırılarını bölgesel istikrar açısından son derece tehlikeli buluyor. Türkiye'nin barışçıl dış politika anlayışı ve komşu coğrafyadaki çatışmaları önlemeye yönelik girişimleri, bölge halkları tarafından takdirle karşılanıyor.