Tom Barrack Ortadoğu'yu neye sürüklüyor?
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack...
Hem Türkiye ile ABD arasında kronik sorunların baskısı altındaki ikili ilişkileri düzlüğe çıkarmak hem de ABD’nin, Suriye devlet başkanı Ahmet El Şara ile ilişkilerini yürütmek suretiyle ülkenin iç savaş sonrasında ayağa kaldırılmasına destek vermek misyonunu üstlenen bir sefir...
Bu sefir fazla tavizkâr... Öyle ki; Amerika’yı Ortadoğu’da pasif bir güç olarak gösteriyor.
Türkiye’nin Ortadoğu siyasetine taraf bir çizgide duruyor,
Etnik kökenler başta olmak üzere SDG, YPG, PKK vs. örgütlerin Suriye’de özerklik ilan etmesine karşı bir duruş sergiliyor,
“Tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye” söylemiyle de uzlaşmaya davet ediyor.
Büyükelçi'nin bu söylemleri dünya basınında da yankılanıyor ve olağandışı söylemleri Amerikan siyaseti ile ters düştüğü gerekçesiyle eleştiriliyor.
BARRACK’IN ORTADOĞU TRAFİĞİ...
Bir ayağı Türkiye’de, diğer ayağı Ortadoğu’nun muhtelif başkentlerinde dolaşıyor,
İki kez Suudi Dışişleri Bakanı ve Ürdün Dışişleri Bakanı ile görüştü.
4 Haziran’da Kudüs’e giderek Netanyahu ile buluştu.
PKK uzantısı Suriye Demokratik Güçleri’nin sözde Komutanı Mazlum Abdi ile telefonda konuştu.
Son olarak Mazlum Abdi ile birlikte Şara’yı ziyareti de dikkat çekiciydi.
BİR SEFİRDEN ÇOK DAHA FAZLASI... DOST MU DÜŞMAN MI?
‘Kırbaç yeterliyse, kılıcı çekmem. Dilim yeterliyse kırbaca da el atmam. İnsanlarımla aramda tek bir bağ ipliği dahi varsa, kopmasına izin vermem’ diyen,
“Soft Islam” nitelemesinde bulunan Tom Barrack; ABD politikasına etki marjı yüksek bir isim...
Her Cuma günü Sünni arkadaşlarıyla camiyi ziyaret etmenin kendisi için rutin bir hale geldiğini” anlatan Barrack,
BAE lobiciliği, etki ajanlığı ve Jeffrey Epstein dosyası olan bir Ortadoğu sefiri...
Bu Sefir, adeta Suriye’de İsrail’e alan açıyor ve son zamanlarda etnik kökenleri ve örgütleri kışkırtıcı ifadeler ortaya atıyor.
İsrail, Barrack’tan aldığı güç başta olmak üzere tüm koltuk çıkanlarla birlikte Şara hükümetini devirmek için kolları sıvamış görünüyor.
Suriye’de etnik gruplara yönelik iftiralar yayılmaya başladı. Daha önce Aleviler ve Kürtler için yazılan senaryo bu defa da Dürziler üzerinden yazıldı ve oynanıyor.
SİLAH VAR ÖZERKLİK YOK!
ABD geçtiğimiz günlerde PKK’nın Suriye kanadı SDG’ye 130 milyon $ desteği kabul etti.
Böylesi desteklerle güçlendirilen SDG’nin aynı zamanda Suriye hükümetine teslimiyetinin istenmesi ne kadar samimi ve ne kadar mümkün?
Olmadığını görüyoruz. Suriye içindeki yapıların silahlanmaları için destek veren ABD, tüm bu örgütlerin özerkliğinin mümkün olmadığını söyleyen de ABD’nin sefiri...
Sizce de ilginç değil mi?
Sonra Şam vurulur tabi... Süveyda kenti halen bir kıvılcıma bakıyor tutuşmak için, etnik gruplar üzerinde İngiltere, Fransa ve ABD etkisi İsrail’e alan açmaya devam ediyor. İsrail’e “dur!” diyen yok ama bir devrim ki sadece devrilmek isteniyor.
Suriye devrimi tamamlanmalı... Hem de tüm bu olana bitene, oyun dümene, gizemli sefire, sefil İsrail’e rağmen tamamlanmalı...
Ahmet El Şara direniyor, halkların arasında ihtilaf ve fitne çıkaranların cezalandırılacağı konusunda adalete başvuruyor.
Eğer Şara hükümeti direncini korursa Suriye Devrimi tamamlanabilir. Tamamlanmalıdır da!
Zira; Suriye Devrimi dönüştürücü bir etkiyle, coğrafyanın tamamını dönüştürmeye matuf bir karakter sahibidir.
ŞÜPHEYE YER YOK!
Trump’ın ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ı Suriye Özel Temsilcisi olarak ataması İsrail’de; Suriye’de İsrail’in değil, Türkiye’nin başlıca aktör kabul edildiği düşünülmüş, Tel Aviv yönetiminin Ortadoğu politikaları konusunda endişelere neden olduğu servis edilmişti.
Fakat;
‘Trump beni piyano gibi çaldı’ diyerek Trump’a adanan Barrack,
Trump’ın dediği gibi hakikaten Türkiye’nin emrinde mi olacak yoksa; Tel Aviv’le aynı çizgide mi duracak?
Bunu zaman gösterecek bu süreçte bize kazandıracak olansa hiç şüphesiz ferasetimiz olacaktır.