Yeni bir sezon, yeni umutlar: 2025-2026 futbol sezonuna merhaba
Yazın kavurucu sıcağı henüz etkisini yitirmemişken, futbol tutkunlarının kalplerini serinletecek 2025-2026 sezonu resmen başlıyor. Yeşil sahaların özlemi, taze biçilmiş çim kokusuna duyulan hasret nihayet sona eriyor. Tribünler yeniden dolacak, statlarda marşlar yankılanmaya başlayacak.
Her sezon olduğu gibi bu yıl da beklentiler, hayaller ve tartışmalar tavan yaptı.
DEĞİŞEN KADROLAR YENİLENEN HEDEFLER
Transfer dönemi yine oldukça hareketli geçiyor. Özellikle dört büyük kulüp, kadrolarına ciddi takviyeler yaptı. Genç yetenekler ve tecrübeli yıldızlar harmanlandı. Kimileri için bu sezon, kariyerlerinin zirvesi olacak; kimileri ise belki son şanslarını deneyecek.
Galatasaray, flaş Osimhen ve Leroy transferleriyle Avrupa kupalarında daha ileri gitmenin hesaplarını yapıyor. Fenerbahçe, Mourinho yönetiminde şampiyonluk hasretine son vermek istiyor. Beşiktaş, Avrupa Ligi’nde Shakhtar Donetsk’e kötü bir oyunla elenip hocası ve eksik futbolcularıyla eleştirilerin odağına yerleşse de bu süreci atlatmanın yollarını mutlaka bulacaktır. Trabzonspor ise Onuachu, Pina ve Augusto takviyeleriyle geçen sezonun U19 takımından yükselen gençleri harmanlayarak oluşacak kadro derinliğiyle yeniden zirveyi zorlama peşinde.
Anadolu kulüpleri de her zamanki gibi sürprizlere açık. Özellikle geçtiğimiz sezonun flaş takımı Samsunspor, bu yıl da aynı etkiyi yaratmanın planlarını yapıyor.
TEKNOLOJİ TAKIM OYUNU VE TAKTİKLER
Futbol artık sadece sahada oynanmıyor. Veri analitiği, kondisyon bilimi, taktiksel varyasyonlar… Her ayrıntı, bir maçın kaderini belirleyebiliyor. VAR sistemi hâlâ tartışma konusu, ancak futbolun ayrılmaz bir parçası hâline geldi. Artık sadece hakem kararları değil, oyunun bütününe hâkim bir anlayış gerekiyor.
Yeni sezonla birlikte bazı kurallarda güncellemeler de var. Oyuncu değişikliği sayısından ofsayt yorumlarına kadar küçük gibi görünen birçok detay, maçların seyrini ciddi şekilde etkileyebilir.
TARAFTARIN ROLÜ HER ZAMANKİ GİBİ BÜYÜK
Bir kulübü kulüp yapan sadece futbolcuları değil, ona tutkuyla bağlı olan taraftarıdır. Pandemi sonrası tribünler yeniden eski coşkusuna kavuşmuştu. Şimdi ise statlarda çok daha farklı bir sinerji hâkim. Tüm şehirler nefesini tutmuş durumda. Formasını giyen, bayrağını asan, deplasmana giden taraftar için sezon yalnızca 90 dakikadan ibaret değil; eşiyle, çocuklarıyla artık bir yaşam biçimi.
FUTBOL BİRLEŞTİRİR
Yeni sezonun başında unutmamamız gereken en önemli şey; farklı renklere gönül vermiş milyonlarca insanın aynı duyguda buluşabilmesi. Duayen gazeteci, usta kalem Attila Gökçe ağabeyimizin dediği gibi:
“Bütün renkler masum ve güzeldir.”
Top artık yuvarlanıyor.
İyi olan kazansın.
Ama her şeyden önce, futbol kazansın.