İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

“Merhaba Sadıç” mı, “Merhaba Foseptik” mi?

YAYINLAMA:

Balıkesir’in girişinde göze çarpan dev bir tabela: “Merhaba Sadıç”. Altında da kocaman imzasıyla Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın. Slogan kulağa hoş geliyor. Merhaba, yani “Benden sana zarar gelmez.” Sadıç, yani kan kardeşi… İnsan, bu ifadeleri okuyunca kendini güvende, değerli hissediyor. Ancak işin gerçeğiyle yüzleşince bu sıcak selamın ardındaki soğuk hakikat tokat gibi çarpıyor.

Geçtiğimiz günlerde memleketim Burhaniye’nin Bahçelievler Mahallesi’nde yaşadığım manzara, bu çelişkiyi bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Bir vidanjör yanaşmış, fosseptik kuyusu boşaltıyordu. Yıl 2025, teknoloji çağındayız; yapay zekâdan, Mars yolculuklarından bahsediyoruz. Ama Burhaniye’nin göbeğinde insanlar hâlâ vidanjör bekliyor. Defalarca belediyeye iletilen talepler sonuçsuz kalmış. Altyapı hâlâ yok.

Bu tablo, sadece teknik bir belediyecilik eksikliği değil; siyasetin halkla kurduğu ilişkinin samimiyet testidir. Çünkü mesele sadece bir kanalizasyon hattı değil; mesele, halkçı belediyecilik diye kürsülerde göklere çıkarılan anlayışın sahada nasıl duvara tosladığıdır.

TABELADAN HALKÇILIK OLMAZ

CHP’li Burhaniye Belediyesi, CHP’li Balıkesir Büyükşehir Belediyesi… İki kurum da aynı partiden, aynı iddia ile seçilmiş. Ama sonuç? Koskoca mahalle hâlâ altyapısız. Halkın kapısına vidanjör gelmeye devam ediyor.
O halde şu soruyu sormak meşru hale geliyor: Halkçılık, şehrin girişine “Merhaba Sadıç” yazılı tabela dikmek midir, yoksa halkın evine temiz su ve sağlıklı altyapı götürmek midir? Halkı selamlamak kolaydır; önemli olan, o selamın gereğini yerine getirmektir.

Siyasette artık bir alışkanlık var: İmaj yaratmak, slogan üretmek, büyük büyük sözler söylemek. Ancak bu imaj balonu, sahadaki en basit sorunlara çarpınca patlıyor. Burhaniye’deki altyapı sorunu, işte bu balonun patlamış halidir.

ÖZGÜR ÖZEL VE GERÇEK SORUMLULUK

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, neredeyse her hafta bir miting düzenliyor. Halkla buluşuyor, coşkulu kalabalıklara hitap ediyor. İyi güzel de, asıl soru şu: Miting meydanlarında alkış toplamak kolay, peki Burhaniye’nin halkı neden hâlâ foseptik kuyusu başında bekliyor?

Eğer bir partinin adında “halk” kelimesi varsa, o halkın en temel sorunlarına eğilmek, laftan öte icraat ortaya koymak zorundasınız. Sayın Özel, halka karşı sorumluluğunuz sadece miting kürsüsünde değil; aynı zamanda belediye başkanlarınızın sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamaktır. Bugün Burhaniye’nin altyapı sorunu çözülmüyorsa, bu sadece Ahmet Akın’ın değil, aynı zamanda CHP Genel Merkezi’nin de sorunudur.

AHMET AKIN’IN SİYASİ GELECEĞİ

Ahmet Akın, genç ve vizyon sahibi bir siyasetçi olarak tanıtıldı, umut bağlandı. Ama siyaset, sloganla değil, hizmetle yapılır. Bugün “Merhaba Sadıç” tabelasıyla parlayan imaj, yarın Burhaniye’deki vidanjör görüntüleriyle sönebilir. Çünkü halk, tabela hatırlamaz; çözülen ya da çözülmeyen sorunları hatırlar.

Sorun şu ki Ahmet Akın, eğer Balıkesir’in altyapı problemlerini çözemez, Burhaniye gibi ilçelerde hâlâ köy düzenini aşamayan bir tablo bırakırsa, siyasi kariyeri çok kısa sürede tükenir. Halk, merhabaya değil, icraata bakar. Kan kardeşi dediğiniz halkı fosseptik kuyusuna mahkûm ederseniz, o “sadıçlık” sandığınızdan da hızlı biter.

GERÇEK SADIÇ KİM?

Gerçek sadıç, halkı seçimden seçime hatırlayan değil; günlük yaşamda insanca bir hayat sürebilmesi için çözüm üreten yöneticidir. Gerçek sadıç, tabelada imza atan değil; halkın sorununa el atan kişidir.

Ahmet Akın’ın önünde iki yol var: Ya Balıkesir’in tabelaları parlayacak, kendi siyasi yıldızı sönecek. Ya da tabelaların ötesine geçip, gerçek hizmetlerle halkın gönlünde kalıcı bir yer edinecek.
Sorunun cevabı ortada: Balıkesir’de parlayan şey tabelalar mı olacak, yoksa halkın umudu mu?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...