Toplumsal yalnızlık: Yapay zekâ mı çözüm yoksa sorun mu?
Sağlık alanında devrim yaratma potansiyeliyle öne çıkan yapay zekâ (YZ), bir yandan teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırırken diğer yandan yalnızlaşan toplumda insan-insan etkileşimini zayıflatma riski taşıyor.
YAPAY ZEKANIN SAĞLIKTA FAYDALARI
Son yıllarda, YZ’nin tıbbi görüntüleme analizinden risk belirlemeye, hasta takibinden karar desteğine kadar pek çok alanda kullanıldığına dair güçlü veriler birikiyor. Örneğin büyük ölçekli bir çalışmada sistemin doğruluğu % 85 civarında ölçümlendi. Diğer bir çalışmada sanal birinci basamak bakımda YZ’nin önerdiği tanı doktorlarla % 84 oranında örtüştü. Bu başarılar, sağlık hizmetlerinde hata oranlarının düşürülmesi, hasta bekleme sürelerinin kısaltılması ve kaynakların daha verimli kullanılması açısından ciddi umut aşılıyor.
Buna karşılık, toplumun dijital dönüşümü YZ etrafında şekillenirken sosyal bağların erimesiyle ilgili uyarılar da artıyor. YZ destekli sohbet uygulamalarının yalnızlığı hafifletmesi mümkün; ancak bazı araştırmalar yoğun YZ kullanımıyla birlikte sosyal etkileşimin ve gerçek insan bağlantısının zayıflayabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, “makineyle ilişki insanla ilişki yerine geçmemeli” diyor.
Geleceğe bakıldığında, YZ’nin hayatımızdaki rolünün yalnızca “araç” olmaktan çıkıp “gündelik yaşamın merkezi unsuru” haline gelmesi bekleniyor. Fakat mevcut kanıtlar, YZ’nin insanı tamamen ikame edeceğini değil, insan ve YZ’nin birlikte çalışacağı bir senaryonun hâkim olacağını gösteriyor. Bu dönüşümde etik sınırların, veri gizliliği uygulamalarının ve insan merkezli tasarımın önemi büyük.
Sağlık alanında YZ’nin sunduğu imkanlar umut verici olsa da toplumsal bağlarımızın yok olmaması için insan-insan ilişkilerine yatırım yapmayı ihmal etmememiz gerekiyor. Çünkü yalnızlık, tıpkı sigarayı bırakmak kadar yaşam süresini etkileyebilecek bir faktör; dolayısıyla teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insan temasının yerini tam olarak alamaz.
HAYATIMIZI ELE GEÇİRİR Mİ?
YZ’nin “hayatımızı ele geçirme” gibi bir senaryosu şu an için bilim kurgu düzeyinde kalırken — bu ihtimali tamamen göz ardı etmemekle birlikte — bugünkü önceliğimiz teknolojiyi insanlığın yararına kullanmak ve insan olmanın şartı olan ilişkileri korumak olmalı.