Bu dünyanın kirini ne temizler?
İki türlü kir var. Bir; dış kir, iki; iç kir. Dış kir; insanoğlunun aciziyetinden kaynaklanan denizi, yeşili, ormanı emrimize bahşeden Allah’ın yarattığı güzellikleri kirletmesi, iç kir ise; yüreğini kötülükle, kalp kırmakla, yalanla ve acıyla haz duyan insanoğlunun içini doyurması.
Bu yazımda iyiliği, iyi niyeti kaleme alıp yıllar önce kaleme döktüğüm sözleri sizlerle paylaşıp, birkaç kalbi güzel ve iyi insanlardan bahsedeceğim.
İnandığım bir şey varsa; ''Bu dünyanın kirini iyiler ve iyilikler temizleyecek'
Bu zamanda ne yazık ki iyi insan olduğun için başkaları tarafından alay konusu oluyor ve kalbin kırılıyor biliyorum. Hiçbir zaman üzülme. Mütevazi ve iyi insan olmaktan da asla vazgeçme.. Bil ki bu kirli dünyayı iyiler ve iyilikler temizleyecek.
Yani sen temizleyeceksin. Düşünsene sen!
Sen özel ve farklısın. Kendinle gurur duy. 👍
İyi niyetin maliyeti yok, aksine insanı zengin eder.
Paylaştıkça çoğalan gönüller, iyilik yaptıkça güzelleşir.
Kalbinde çiçek açmış insanı kıran, bahçesinde bahar göremez.
İyilik demişken; Gazeteci dostum Samet Serhat Sarı’nın davetiyle aynı zamanda Ayla ve Müslüm filmlerinin yapımcılığını yapan Mustafa Uslu’nun yaptığı 7 Kasım’da vizyona giren Bi Umut filminin iki gün önce galasına katıldım. Galanın büyülü atmosferinin yanı sıra gerçekten tıklım tıklım dolu olmasıyla birlikte, zaten duygulu ve izleyenlerinde gözyaşlarına hakim olamayacağı bir filmi izleyeceğimi biliyordum. Nitekimde öyle oldu. Film gerçek bir olayı ve fedakârlık öyküsünü konu alıyor. 3 çocuğuyla Antalya’da maddi imkanları kısıtlı, hayat mücadelesi vererek 3 çocuğuna annelik yapan güzel kalpli Gülsüm Kabadayı ablamızın hikayesini anlatıyor. Hayatta hep iyi niyetli, merhametli insanlara çok saygı duymuşumdur. Şuan bunları yazarken Gülsüm ablayı hiç tanımamama rağmen bu cümleleri köşemde içtenlikle ve duyguyla yazıyorum. Çünkü kolay değildir hiç tanımadığın, kimliği belli olmayan Rus olmasıyla birlikte felçli, yatalak ve doktorların uzun yaşamaz gözüyle baktığı çocuğa 10 yıl boyunca kendi çocuklarından ayırmayarak bakıp sahiplenmek. Bu olay bizim ülke basınında da ciddi konu olmuştu ve Rus medyasında ve televizyonlarında da programlara konu olması hatta Rus Milletvekilinin Gülsüm ablamızın yayında elini öpmesi beni de çok duygulandırmıştı. Aslında Türk insanın ne kadar merhametli olduğunu dünyaya da göstererek çok kıymetli bir iş yapmıştı. Yüreğine ve kalbine sağlık Gülsüm abla. Ve filmde oynayan ve emeği geçen tüm ekibinde emeğine sağlık. Bu filmi izlemenizi tavsiye ediyorum. Şimdiden iyi seyirler.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hayatta bazen sevdiğin bazı insanlar uzakta yaşar sen onları uzakta sanırsın oysa onlar sana bir telefon kadar yakındır. Onlardan biri çok sevdiğim, güzel kalpli, kalemini ve basın gücünü şahsi menfaatlerine kullanmamış, hak yolunda gerçekleri yazmış, çalıştığı tüm kurumlarda kimseyi kırmamaya özen göstermiş, belki de kırmamış bizim tabirimizle bir İstanbul beyefendisi olmasının yanı sıra İzmir’in yetiştirdiği en önemli ve saygın Gazetecilerinden biri olan ve mesleğe 40 yılını vermiş Yunus Karakaya abimin hayat hikayesi adı altında ‘Kaleminin izinde bir ömür’ belgeseli adı altında Avustralya’da yaşayan ödüllü yönetmen Okan Canbolat tarafından çekildi ve Okan Canbolat Film Production Australia imzasıyla belgeseli yapıldı. Bu belgeselde ailesinin yanı sıra Televizyon Programcısı, Gazeteci Lokman Dağ ve benim yer almamın mutluluğunu ve onurunu yaşadım. İyi ki varsın Yunus Karakaya abim. Ömrün güzel geçsin. Daha birçok senin yazacağım objektif yazıları ve yapacağın haberleri okuyacağız. :)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Geçtiğimiz haftalarda bizim ofiste Amele Ceo kitabının yazarı ve aynı zamanda Girişimci Ferdi Şenol’la kahvaltı yaptık. Çok uzun zamandır görüşemeyip, bir araya gelemiyorduk. Epey sohbetimiz birikmiş. Bana öncesinde bir projesinden bahsetti. Açıkçası çokta anlamadım. Bir mobil uygulamanın kurucu ortaklığını Makedonya'da yaşayan Jasin Shabani ile birlikte yaptığını söyledi. Anlatsana abi nedir derken gözlerindeki heyecanı ve girişimciliğinin verdiği o başarma arzusu her halinden belliydi. Beni Makedonya’daki lansmana da davet etmesinin yanı sıra ofiste bana özel olarak mavi tik derler ya benim hesabımı da onaylı yapması gülüşmemize sebep oldu.
Makedonya merkezli sosyal sahne platformu Be The Star, kısa süre içinde 37 ülkede 5 bin kullanıcıya ulaştığını söyledi. Hem mutlu oldum, hem de gurur duydum tabi bir Türk’ün böyle bir projenin içinde olmasına. Be The Star uygulamasının geleneksel sosyal medya anlayışını yeniden tanımlayacağını, kullanıcıların içerikleriyle oy toplayarak yükseldiği bir deneyim sunacağını söyleyen Ferdi Şenol Haftalık 'Star Listesi' ile kullanıcılar birbirini destekliyor ve yeni dijital yıldızlar doğuyor. Bu uygulamanın aslında bir sosyal medya değil, sosyal sahne olduğunu dile getirdi. Bize de hayırlı olmasını ve başarılar dilemek düşer.
Ve son olarak iyilikle başladık, iyilikle bitirelim. En başta da yazdığım gibi. ‘’Bu dünyanın kirini iyiler ve iyilikler temizleyecek. Yani senin o temiz kalbin temizleyecek’’ Asla iyi olmaktan vazgeçme. Bırak saf desinler, bırak enayi desinler. Allah katında enayi olmak, saf olmak makbul bir şeydir. Yaşasın saflık, yaşasın enayilik.