İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Türkiye’den küresel adalet hamlesi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

​Türkiye, Netanyahu dahil, iki bakanın da aralarında bulunduğu tam 37 İsrailli yetkili hakkında soykırım ve insanlığa karşı suçlardan yakalama kararı çıkardı.

Bakın, bu sadece bir karar değil. Uluslararası hukukun siyasi sınırlarının nasıl yeniden çizildiğinin en net ilanıdır!

Türkiye'nin bu hamlesi, Netanyahu’nun diplomatik zırhını paramparça etti. Dahası, Gazze için önerilen küresel yönetim planlarının bile elini kolunu bağladı.

Türkiye Cumhuriyeti, hukuki gücünü kullanarak; cezasızlık kültürüne karşı net ve etkili bir meydan okuma başlattı.

​TÜRKİYE: HUKUKUN ULUSAL VE KÜRESEL TESCİLİ

​Türkiye'nin bu kararı almasının sağlam temeli: "Evrensel Yargı Yetkisi" ilkesi... Devletlere, en ağır suçları soruşturma yetkisi veren bu ilke TCK'da yazılı...

​Bu hukuki hamle, Gazze'de yaşananların ağır suçlar teşkil ettiğine dair ciddi bulgular üzerine başlatıldı.

Türkiye, bu kararı alarak bir hukuk devleti olduğunu küresel manada tescilledi.

Aynı zamanda Türkiye'nin, terörist düzlemde hareket edenlere karşı duruşunu bir kez daha ortaya koyması, bu konudaki kararlılığını sorgulayan tüm iddialara verilmiş en güçlü cevap oldu.

​Peki, Türkiye bu stratejiyle neyi hedefledi?

Uluslararası arenada taşları yerinden oynatan üç kritik amacı sıralayalım:

UCM’ye Hazır Kanıt: Türkiye'nin ulusal soruşturmadaki delilleri, UCM Başsavcılığı'na hazır olarak sunuldu. Gördüğünüz gibi, Türkiye UCM'nin yargılamayı hızlandırması için hukuki altyapı desteği sağladı.

Cezasızlık Algısına Son Darbe: Düşünün, yüksek profilli 37 yetkili hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Siyasi hassasiyet ne olursa olsun hesap verebilirlik ilkesi vurgulandı. Uluslararası alanda cezasızlık kültürüne karşı bir emsal oluşturuldu.

Müttefikler Üzerinde Baskı Arttı: Türkiye'nin mahkeme kararıyla başlattığı bu emsal, diğer ülkeler için bir yol gösterici oldu. İsrail ile sıkı ilişkilere sahip müttefik hükümetler, kamuoyu baskısıyla köşeye sıkıştı. Kendi hukuk sistemlerinden de benzer soruşturmaların çıkması söz konusu... Bu durum, adı geçen yetkililerin müttefik başkentlerdeki siyasi güvenilirliğini yerle bir etti.

​KÜRESEL YÖNETİM PLANLARININ HUKUK KISKACI

​Türkiye’nin bu yakalama kararı, ABD tarafının Gazze’de iki yıllık uluslararası bir geçiş yönetimi teklifini sunduğu çok kritik bir döneme denk geldi.

Bu durum, siyasi satranç tahtasında dengeyi temelden bozdu.

​Bir önceki yazımda dikkat çektiğim Gazze'yi yönetmeye talip olacak küresel planın zeminini de fiilen sarstı.

Planın parçası olanlar artık Türkiye'nin ve UCM'nin hukuki incelemesine tabi tutulma ile karşı karşıya...

Türkiye'nin kararı güçlü bir caydırıcılık unsuru… Katılımcı kadroların hukuki sorumluluk bilinciyle hareket etmesini gerektiriyor.

Artık kimse, uluslararası yönetim maskesi altında keyfince cirit atamayacak ve bildiğini okuyamayacak!

​Uluslararası hukuki baskı altındaki 37 yetkilinin, diplomatik masada güvenilir bir ortak olarak kalması da imkansız...

Türkiye'nin kararı, uluslararası kontrolü zayıflattı. Onları ya daha uzlaşmacı olmaya ya da izole kalmaya iten bir "köşeye sıkıştırma" faktörü oldu.

TÜRKİYE BÖLGENİN “TAHKİM MAKAMI”

​Türkiye'nin aldığı bu yakalama kararı, basit bir hukuki prosedür değil. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin küresel manada hukuk devleti kimliğini tescilleyen stratejik bir meydan okuma...

Türkiye, bu hamlesiyle sadece yargılama sürecinin takipçisi olmakla kalmadı. İsrail ile ilişkilerini sıkılaştıran bölge ülkelerine yönelik de açık bir uyarıda bulundu:

"Bölgesel hukuki risk" artık kapıda...

Bu karar, Trump planı dahil, tüm tehdit ve planlara karşı hukuktan gelen bir ön alma hamlesiydi.

Türkiye artık sadece siyasi değil, aynı zamanda hukuk tescilli tahkim makamı olarak hareket ettiğini dünyaya güçlü bir şekilde ilan etti.

"Türkiye yakalama kararını verdi de ne oldu?" diye soranlar, bu hamleleri sadece günübirlik bir tepki zannedenler;

Bu karar, uzun soluklu küresel adalet stratejisinin ilk ve en keskin darbesini temsil ediyor diyebilmeliler!

Başarıyla yürütülen “Terörsüz Türkiye” hedefinin “Terörsüz Bölgeye” evrildiğini de bilmeliler!

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...