İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Tarih tekrar etti, ama bu sefer haklı olan biziz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

27 Kasım.

Bu tarih, sıradan bir takvim yaprağı değil. Bu, Batı’nın “kutsal savaş” ilan ettiği, Doğu’nun ise o savaşı iki yüzyıl boyunca göğsünde durdurduğu günün adıdır.

1095’te Clermont’ta “Deus vult!” diye bağıran kalabalık, Kudüs’e doğru yola çıkmıştı.

2025’te aynı gün, aynı kalabalığın torunları Türkiye’ye gelip sessizce şunu kabul etti:

“Barış istiyorsanız, anahtar Ankara’da.”

Tarih bazen böyle acımasız bir ironiyle döner.

PAPA’NIN ROTASI TESADÜF DEĞİL BİR JEOPOLİTİK TESLİM BELGESİDİR

Papa XIV. Leo’nun 27-30 Kasım 2025 Türkiye ziyareti, Vatikan’ın resmi takviminde “İznik Konsili’nin 1700. yılı kutlaması” olarak geçiyor.

Ama kimse kendini kandırmasın.

Bu ziyaretin asıl nedeni, 21. yüzyılın kaos haritasında Türkiye’nin tartışmasız merkezde duruyor olmasıdır.

Papa önce Ankara’ya indi. Anıtkabir’e gitti, çelenk bıraktı, saygı duruşunda bulundu.

Ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la baş başa görüştü.

Konuşmasının en çarpıcı cümlesi şuydu:

“Parça parça yürüyen bir üçüncü dünya savaşı riski altındayız. Bu yangını söndürebilecek kilit ülke Türkiye’dir.”

Ardından İstanbul ve İznik’e geçti. Fener Rum Patriği Bartholomeos ile birlikte dua etti, Hrıstiyan mezheplerine “birlik” çağrısı yaptı, “din adına şiddeti lanetlediğini” tekrar tekrar.

Yani tam da Haçlı Seferleri’nin ilan edildiği günde, Haçlıların manevi merkezi Vatikan’ın başı, Anadolu’nun ortasında “şiddete hayır” dedi ve barışın yolunu Türkiye’ye bağladı.

Bu bir ziyaret değil, tarihe düşülmüş çarpıcı bir dipnottur.

BATI’DA HÂLÂ “DEUS VULT” DİYE DÖVMELİ ADAMLAR GEZİYOR

Avrupa’da ve Amerika’da aşırı sağ hâlâ o eski sloganı bayrak yapıyor.

Sosyal medyada haçlı şövalyesi meme’leri, oyun profillerinde “Deus lo vult” imzaları, seçim mitinglerinde aynı nakarat.

En çarpıcı örnek 2024’te patlak verdi: Donald Trump’ın Savunma Bakanı adayı Pete Hegseth’in kolundaki büyük “Deus Vult” dövmesi.

Pentagon içinde bir asker tarafından “aşırılık şüphesi” olarak rapor edildi.

Katolik muhafazakâr medya ayağa kalktı: “Bu bizim tarihî mirasımız, beyaz üstünlükçüler kullanıyor diye vazgeçmeyiz.”

Liberal medya ise tam tersini savundu: “Bu sembol artık nefretin kodu.”

Tartışma hâlâ sürüyor.

Ama aynı günlerde Papa, o sembolün hedefindeki topraklarda durmuş, “Türkiye’siz barış olmaz” diyordu.

İroni burada zirve yapıyor.

Anadolu 1095’te de, 2025’te de aynı yerde duruyor.

Değişen sadece gelenlerin niyeti.

“HASTA ADAM”DAN “HAKİM ADAM”A

19. yüzyılda Avrupa diplomasisi bize “Hasta Adam” diyordu.

Hasta olduğu söylenen imparatorluk çöktü, yerine genç bir cumhuriyet doğdu.

O cumhuriyet, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Kıbrıs’ta, Afrin’de, Karabağ’da hep aynı mesajı verdi: “Bu topraklar geçit vermez.”

Bugün aynı topraklar kılıçla değil, diplomasiyle geçit vermiyor.

Gazze’de ateşkes görüşmeleri İstanbul’da yapılıyor.

Ukrayna-Rusya tahıl koridoru anlaşması Ankara’da imzalandı.

Karabağ’da ateşkesin garantörü Türkiye.

Suriye’nin geleceği Astana’da değil, artık doğrudan Ankara’da konuşuluyor.

Kafkasya’dan Orta Doğu’ya, Balkanlar’dan Afrika’ya herkesin yolu bir şekilde Ankara’ya uğruyor.

Papa bunu gördü ve açıkça ilan etti:

“Türkiye, üçüncü dünya savaşını önleyebilecek güçte.”

Bu, bir iltifat değil, bir gerçekliğin itirafıdır.

SLOGAN DEĞİŞTİ HAKLILIK DEĞİŞMEDİ

1095’te “Deus vult!” diye yola çıkanlar, Anadolu’da durmuştu.

Kudüs’ü almışlardı belki, ama İstanbul surlarında, İznik önlerinde, Antakya’da, Yassı Çemen’de, Miryokefalon’da, nice yerde yüz binlerce ceset bırakmışlardı.

2025’te aynı tarihte, onların torunları aynı topraklara geldi.

Bu kez kılıç yok, zırh yok, haçlı bayrağı yok.

Bu kez ellerinde sadece bir mesaj var:

“Barış için size ihtiyacımız var.”

Artık bağıran taraf Batı değil.

Artık “Tanrı böyle istiyor” diyen yok.

Jeopolitik gerçeklik yeni bir cümle kurdu ve bu cümle çok net:

Türkiye vult.

Yani: “Tarih artık bunu istiyor.”

930 yıl sonra gelen bu ziyaret, bir Papa’nın Türkiye turu değil.

Bu, Anadolu’nun tartışmasız zaferinin uluslararası alanda tescil edildiği gündür.

Ve bu zafer, ne kılıçla ne kanla.

Sadece duruşla, liderlikle, barışa uzanan güçlü bir elle kazanıldı.

Tarih, 27 Kasım’da bir kez daha tekerrür etti.

Ama bu kez gülen taraf biziz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...