İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Türk futbolu neden gelişmiyor?

YAYINLAMA:

Türk futbolunda her şeyin adım adım geriye gittiğini görmek artık kimseyi şaşırtmayan acı bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.. 

Bakmayın size 2026 Dünya Kupası’nın kapısında olduğumuza, çünkü ortada ilerleme değil sadece üzeri örtülmeye çalışılan kocaman bir gerileme gerçeği duruyor.. 

Daha önce bir Dünya Kupası’na gidebilmek için tam 48 yıl beklemiş bir ülke olarak bugün de eğer gidersek 24 yıllık benzer bir döngüyü yeniden yaşamış olacağız.. 

Bu mudur futbolda gelişmişlik, bu mudur 85 milyonluk bir ülkeye yakışan sürdürülebilir bir başarı anlayışı.. 

Hayır kardeşim, Türk futbolu ileri filan gitmiyor aksine her yönüyle ve tüm göstergeleriyle hızla geri gidiyor.. 

Dün oynanan Galatasaray–Samsunspor maçında yaşananlar ise bu gerilemenin artık nasıl normalleştiğini gösteren tam anlamıyla büyük bir skandal olarak tarihe geçti.. 

Samsunspor’un atağında, gözü görmeyen birinin bile tereddütsüz “penaltı” diyeceği kadar net olan o pozisyonda hakem Mehmet Türkmen hiçbir açıklayıcı gerekçe olmadan oyunu devam ettirdi.. 

VAR’daki Onur Özütoprak’ın ise bu kadar bariz bir pozisyonda hakemi incelemeye davet etmemesi, sistemin güvenilirliğini tamamen yok eden inanılmaz bir karar olarak kayıtlara geçti.. 

Maçtan sonra Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk bile “o pozisyonda penaltı verilse kimse bir şey diyemezdi” diyerek kararın ne kadar tartışmaya açık olduğunu açıkça dile getirdi.. 

Samsunspor cephesinde ise yaşananlara karşı yükselen isyan sesleri oldukça haklı bir tepki olarak duyuldu ve Başkan Yüksel Yıldırım adeta patlama noktasına geldi.. 

Süper Lig’in 15’inci haftasında Galatasaray’a 3-2 kaybeden Samsunspor’un ardından konuşan Yıldırım, bu maçı kulüp tarihinde kara bir gün olarak nitelendirerek öfkesini açıkça ortaya koydu.. 

“5 Aralık kara bir cuma günü olarak anılacak, bu puan belki Avrupa hedefimizin önüne geçecek” sözleri, yaşananların takım açısından ne kadar kritik olduğunun altını çizen ifadelerdi.. 

Samsunspor’un Konferans Ligi’nde lider olmasını “oradaki hakemler adil, bizim hakkımız yenmiyor” şeklindeki açıklamasıyla savunan Yıldırım, Türkiye’deki hakem yönetimine duyduğu güvensizliği oldukça net bir şekilde dile getirdi.. 

Ancak burada Yüksel Yıldırım’ın söylediği “TFF versin benim bir puanımı, hangi maçta verirse versin” sözleri tartışmanın dozunu bambaşka bir noktaya taşıdı.. 

Ne demek kardeşim “hangi maçta verirse versin”, bu ifade başka bir takımın hakkını alıp sana yedirmesi gerektiğini mi ima ediyor ve bunu nasıl normalleştirebiliyorsun.. 

Haksızlığa uğradığını söyleyen bir başkanın başka bir takıma haksızlık edilmesini talep ediyor gibi görünmesi son derece yanlış ve futbol adına tehlikeli bir yaklaşım oluyor.. 
Kısacası futbolu futboldan gelen kişiler yönetmediği sürece, bu ülkede Türk futbolunun düzelmesini beklemek sadece boş bir hayal olarak kalmaya devam ediyor.. 

İş insanından, hayatında ayağını çime basmamış insanlardan TFF Başkanı, kulüp başkanı veya sporun en üst makamları için aday çıkarıldıkça başarı beklentisi gerçekçi olmaktan tamamen uzaklaşıyor.. 

Bu şekilde devam ettiğimiz sürece 85 milyonluk bu ülkeden futbolda veya sporun diğer branşlarında sürdürülebilir bir başarı çıkması ne yazık ki mümkün görünmüyor.. 

Bakın voleybola bakın basketbola bakın, orada yıllarca parkenin tozunu yutmuş iki gerçek spor insanının nasıl fark yarattığını hep birlikte görüyoruz.. 

Bu iki branşta hem milli takımlar düzeyinde hem de kulüp takımları seviyesinde elde edilen başarılar, sporun içinden gelen yöneticilerin neler yapabileceğinin en net kanıtı olarak karşımızda duruyor.. 

Öyleyse futbola da futboldan gelen yöneticiler, futbolun ruhunu bilen insanlar, sahayı ve oyuncuyu anlayan gerçek spor adamları gerekiyor.. 

Ama önce futbolda adil bir lig istiyorsak, önce güveni tamamen sarsılmış tüm hakem sistemini sil baştan yenilemek gerek.. 

Ve önümüzdeki haftadan itibaren maçlara yabancı hakem ile yabancı VAR uygulamasını getirmek şart olmuştur..

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...