Çağımızın problemi madde bağımlılığı
Madde bağımlılığı, biyolojik, psikolojik, sosyal ve çevresel faktörlerin iç içe geçtiği çok boyutlu bir sorun. Bir insanın neden madde bağımlısı olduğunu anlamak için bu faktörlerin nasıl etkileşime girdiğini incelemek gerekir.
BİYOLOJİK VE GENETİK FAKTÖRLER
Genetik Yatkınlık: Araştırmalar, bağımlılık riskinin yüzde 40-60 oranında genetik faktörlerle ilişkili olduğunu göstermektedir. Ailede bağımlılık öyküsü varsa, kişinin bağımlılığa yatkınlığı artabilir.
Beyin Kimyasındaki Farklılıklar:
Bazı bireylerde dopamin, serotonin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, kişiyi madde kullanımı yoluyla bu dengesizliği düzeltmeye itebilir. Bağımlılık yapan maddeler, beynin ödül merkezini aşırı uyararak güçlü haz duyguları artabilir.
Nörobiyolojik Süreçler: Tekrarlanan madde kullanımı, beynin yapısını ve işleyişini değiştirir. Prefrontal korteksteki işlev bozukluğu, kişinin dürtü kontrolünü zayıflatır ve madde arayışını sürdürmesine neden olur.
PSİKOLOJİK FAKTÖRLER
Ruhsal Bozukluklar: Depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik durumlar, kişilerin madde kullanımına yönelmesinde önemli risk faktörleridir. Madde, bu rahatsızlıkların semptomlarını geçici olarak hafifletmek için “kendi kendine tedavi” aracı olarak kullanılabilir.
Kişilik Özellikleri: Dürtüsellik, risk alma eğilimi, yenilik arayışı, zarardan kaçınmada zorluk gibi özellikler bağımlılık riskini artırabilir.
Başa Çıkma Becerilerindeki Eksiklikler: Stres, üzüntü, öfke gibi olumsuz duygularla sağlıklı şekilde başa çıkamayan bireyler, maddeyi bir kaçış yolu olarak görebilir.
Benlik Saygısı ve Kimlik Sorunları: Düşük benlik saygısı, kimlik karmaşası yaşayan ergen ve genç erişkinler, madde kullanımını bir kimlik oluşturma veya sosyal kabul görme aracı olarak kullanabilir.
SOSYAL VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Aile Dinamiği: Ebeveyn-çocuk ilişkisindeki sorunlar, aile içi şiddet, istismar, ihmal, ebeveynlerin madde kullanımı ve aşırı koruyucu veya ilgisiz ebeveynlik stilleri riski artırır.
Akran Baskısı ve Sosyal Çevre: Özellikle ergenlik döneminde, madde kullanan arkadaş grubuna dahil olma isteği, sosyal kabul görme ihtiyacı ve “hayır” diyememe önemli başlangıç faktörleridir.
Erken Maruz Kalma: Çocukluk veya ergenlik döneminde madde kullanımına tanık olma veya denemeye teşvik edilme, bağımlılık gelişimini kolaylaştırır.
Sosyoekonomik Faktörler: Yoksulluk, işsizlik, eğitim olanaklarından yoksunluk, sosyal dışlanma ve marjinalleşme, madde kullanımı için risk ortamı yaratabilir.
Kültürel ve Toplumsal Normlar: Maddenin normalize edildiği, kolay ulaşılabilir olduğu veya medyada romantize edildiği ortamlar, kullanımı teşvik edebilir.
GELİŞİMSEL FAKTÖRLER
Ergenlik Dönemi: Beynin karar verme, dürtü kontrolü ve risk değerlendirmesinden sorumlu bölgelerinin gelişimini henüz tamamlamamış olması, ergenleri özellikle savunmasız kılar.
Erken Başlangıç: Madde kullanımına ne kadar erken yaşta başlanırsa, kronik bağımlılık gelişme riski o kadar yüksektir.
MADDENİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ
Bağımlılık Potansiyeli: Her maddenin bağımlılık yapma potansiyeli farklıdır. Bazı maddeler (eroin, kokain, metamfetamin) daha güçlü bağımlılık yapıcı özelliklere sahiptir.
Fiziksel Bağımlılık ve Tolerans: Bazı maddeler, düzenli kullanımda tolerans (aynı etkiyi almak için artan miktarda madde kullanma ihtiyacı) ve kesildiğinde yoksunluk belirtileri geliştirerek fiziksel bağımlılık oluşturur.
Madde bağımlılığı, “ahlaki zayıflık” veya “irade eksikliği” olarak basitleştirilemeyecek kadar karmaşık bir süreçtir. Biyolojik yatkınlık, psikolojik faktörler ve çevresel koşulların kesişiminde gelişir. Her bireyin bağımlılık yolculuğu benzersizdir ve genellikle bu faktörlerin bir kombinasyonunu içerir.
Bağımlılığın tedavisi de bu çok boyutlu yapıyı dikkate almalı, yalnızca madde kullanımını değil, altta yatan biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörleri de ele alan bütüncül bir yaklaşım benimsemelidir. Anlama ve şefkat temelli bir bakış açısı, bağımlılıkla mücadelede damgalama ve yargılamadan çok daha etkilidir.
GÜNÜN SÖZÜ: BAĞIMLILIK YAŞAMIN ÖLÜMÜDÜR