İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TERÖRİSTE SERBEST , DEMOKRASİYE YASAK: AB! (2)

YAYINLAMA:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı “fikir özgürlüğünü engellemekle” suçlayanlar ve Türkiye'de “demokratik özgürlüklerin kısıtlandığını” iddia edenler Türkiye'de milyonlarca seçmenin seçtiği ve 15 Temmuz 2016 tarihinde asker üniformalı teröristlerin darbe girişimini sokaklara çıkan milyonlarca vatandaşı ile engelleyen bir demokrat lider olan Türkiye Cumhurbaşkanının “mesajı engellendi”. Recep Tayyip Erdoğan'ın “özgürce görüşlerini açıklaması” yasaklandı!

Bu mu “örnek demokrasi” uygulaması?

Bence AB ülkelerinde demokrasi üzerine ahkam keserken demokrasi ile çelişen uygulamalara imza atanların demokrasi konusunda Türkiye insanından öğrenecek çok şeyleri var! Gelsinler Türkiye'ye ve “demokrasi nasıl savunulur” görsünler. Hatta hep “yasaklar ülkesi” diye karaladıkları Türkiye'de “gösteri özgürlüğünün” tadını da çıkarmalılar. Çünkü Türkiye'de izin alınmış bir gösteride dost ve müttefik bir ülkenin Cumhurbaşkanının video konferans ile mesaj vermesini yasaklamak büyük bir skandal olurdu.

Bu nedenle bu yasağa neden olan Alman makamlarına Ankara'nın tepkisi de haklı olarak çok sert oldu. Yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Cumhurbaşkanımız daha önce Almanya'da ve video konferans yoluyla bu tür etkinliklere katılmışken, şimdi darbe karşıtı bir demokrasi mitingine katılımının engellenmek istenmesi de oldukça manidardır. Darbeye karşı demokrasiyi savunan mitingin engellenmeye çalışılması İfade özgürlüğü ve demokrasiye aykırıdır” dedi.

Kalın, geçmişte bölücü terör örgütünün eylem ve gösterilerine sessiz kalan makamların, darbe karşıtı bir demokrasi mitingini engellemeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu belirterek “Güvenlik tedbirleri, demokrasi mitingini düzenleyenlere değil, terör örgütü yanlılarına karşı alınmalıdır” açıklamasını yaptı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yasağı 'nezaketsizlik ve demokrasi ayıbı' olarak adlandırdı. Bozdağ, "Almanya bundan sonra Türkiye'ye karşı demokrasi, hukuk devleti, insan hak ve hürriyeti kavramlarını ağzına alması asla kabul edilemez" dedi.

Türkiye'de yapılan bu açıklamalar bence AB genelinde tartışılmalıdır. Çünkü 15 Temmuz 2016 tarihinde gündeme gelen faşist bir darbe girişimine karşı Türkiye halkının verdiği kahramanca mücadele ve demokrasiye sahip çıkılması nedense AB'de “hayal kırıklığı” yaratmışa benziyor. Ünlü sosyal demokrat lider Willy Brandt “daha, daha fazla demokrasi” derken çok haklıymış.

Evet AB'nin ve özellikle “Erdoğan düşmanlığı” konusunda demokrasinin tüm kırmızı çizgilerinin zorlandığı bazı AB ülkelerinin “daha, daha fazla demokrasiye” ihtiyacı olduğu açık. AB üyesi Avusturya'nın Viyana Havaalanı'nda olduğu gibi “Türkiye'ye gitmeyin” yazıları ile aslında “demokrasi karşıtlıklarını” teşhir etmek yerine Türkiye'de “olup bitenleri” doğru analiz etmek ve demokrasiye sahip çıkan Türkiye insanını “karalamak” yerine desteklemek aslında AB değerlerine de sahip çıkmak olurdu.

Brüksel'de kanlı terör örgütü PKK'ya propaganda çadırı açma izni verenler ve Avrupa Parlamentosu'nda PKK'lı terörist fotoğraflarını sergileyenler mi “örnek demokratlar”? Paris'te ya da Stockholm'da PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantısı PYD terör örgütüne temsilcilik açılması izni verenler mi “gerçekten teröre karşılar? AB ülkelerinin bazılarında 15 Temmuz günü onlarca insanı katleden ve binin üzerinde insanı yaralayan Fetullah Gülen terör örgütü mensubu askerlerin darbe girişimini sanki hiç olmamış gibi göstermeye çalışırken “utanmasalar” Türkiye'de “demokrasiyi savunanları” darbeci diye tanımlayacak olanlar mı “demokrasiden” bahsedecekler?

Köln'de Alman Anayasasının öngördüğü en demokratik haklardan biri olan “gösteri hakkını” engellemek için çırpınanlar mı Türkiye'ye “demokrasi nasihatı” verecekler? Köln'de Türkiye Cumhurbaşkanı'nın on dakikalık bir mesajı video konferansla vermesini bile çok görenler mi “Türkiye'de özgürlükler engelleniyor” derken inandırıcı olacaklar? Evet durum gerçekten vahim. AB ülkeleri “Türkiye'nin demokrasisine sahip çıkması” nedeniyle verdikleri tepkilerde “sınıfta kalmaktalar”. Sahi “quo vadis Avrupa?”

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...