İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

CEP TELEFONU

YAYINLAMA:

Kaza yapan sürücülerin %60’ının, kaza yaparken cep telefonlarını kullandıkları tespit edilmiş.

Kaza yapmayan sürücülerin, cep telefonu kullanma oranı %37 imiş.

Sürücülerin, çoğu trafikte mesaj yazıyormuş, mesajlarını okuyormuş.

Cep telefonları hayatımıza girdi.

Kabul etmek gerekiyor ki, işe yaradı.

Ama anlatacaklarım başka.

Ben başka duygular içindeyim.

Nasıl mı?

Ben çalışan bir kadınım... İş yerinde, program sonrası, her gün toplantı yapıyoruz, yemek yiyerek beraberce.

Kimse kimsenin yüzüne bakmıyor, bakmazken kimse kimseyi dinlemiyor.

Hiç kimse orada değil, masada değil, aklı başka yerde... Herkes cep telefonunda aptal saptal video seyrediyor, ya da sosyal medyada. Kim ne yazmış ona bakıyor.

Niye beraber yemek yiyoruz o da belli değil.

Arkadaşlar niye, neden beraber kahvaltı yapıp, toplantı yapıyoruz, göz göze gelmeden, beraber oturmanın, beraber yemek yemenin ne anlamı var, diyorsun..

Anlayan yok.

Çünkü kimse kimsenin umuru değil, arkadaşı değil.. Onun cep telefonu var.

Göz göze gelmenin imkansızlığı.

Genç adam, ani haber alıyor, anneannem öldü diye, çığlık içinde.. Kimse kafasını cep telefonundan kaldırıp bakmıyor.

Acıya ortak olmuyor..

Ama derinden bakınca, derinden gözlemleyince, ne menem samimiyetsiz, paylaşımsız, hayata sürüklendiğimizin farkındayım.

Her şeyin geleceğe kurgulandığı, gelecek çılgınlığının, bencilliğin, egoizmin baş döndürdüğü bir dünyada yaşıyoruz.

Geçmişin gölgeli duraklarında, biraz soluk almak, biraz düşünmek, biraz duyguların tadını almak istemez mi insan?

Geçmişin olabilmesi için, bugünü beraber göz göze yaşamamız, paylaşmamız gerekmez mi?

İnsani bir şeyler yaşasak, paylaşsak..

Duygu ne demek, onu taşımak ne demek.

Ne münasebet, o da ne demek.

Kimse kimsenin umuru değil.. Umurun olmayan insanlar, yarın umudun olmayacak farkında değilsin.

Hayat paylaşınca güzel.

Cep telefonunu elinden düşürmeyerek, devamlı onunla yaşayarak, insani duygularını kaybederken, hayattan, insandan neyini esirgiyorsun farkında mısın?

Haklısın aslında..

Kendine bile çok gördüğün duygularını, başkalarına nasıl verebilirsin.

Güzellikleri, belki de sana anlatacağım güzel şeyleri, cep telefonun içine gömülerek kaçırıyorsun.

Hiç tanımadığın, ve bu gidişle tanıyamayacağın, dostluğa kırk kilit vuruyorsun.

Arkadaşlarınla tanıklığın olamayacak, bir düşünsene.

Geçmişe, bugüne dair hiç bir tanıklık olmayacak. Ne olabilir ki, göz göze mi geldik, benim anlattıklarımı mı dinledin?

Yoooooo..

Öyleyse, ortak tanıklığımız hiç ama hiç olmayacak.

Olsun senin elinde cep telefonun var, belki yarın modelini değiştirirsin.

Ben sizin cep telefonu aşıklarına niye bu kadar değer verdim bilmiyorum.

Değer verirsen, değer bulursun, bunu iyi bilirim.

Duygusal anlamda tükenişe, yok oluşa giden bir dünyada.

Neyse, olsun diyerek

Cep telefonunuz batsın diyeceğim.

FUNDA'YA TAKILANLAR

... Eskişehir'de, bir kadın, özel hastane de doğum yapmış, sonra çocuğunu, hemen orada çöpe atmış.. Klasik hikaye, hamile olduğunu kimse bilmiyormuş ve korkmuş. Ana olmama rağmen, her zaman söylerim. Analık kutsal bir şey değildir. Kutsal analar çok var, ben onları bilirim. Akşam kadar merdiven silip, para kazanıp, bir avuç mercimek ile dört çocuğu büyüten analar var. Engelli çocuğunu sırtında 6 km okula götürüp getiren analar var. Bu anaları görünce, küçücük bebeği çöpe atan kadını anlamak imkansız. Şimdi bu kadında ana mı? Merhametsiz hiç bir kadın ana olmamalı.

... Enerji Piyasa Düzenleme Kurumu, doğalgaz tüketimin de 50 TL borcu olan ve bunu ödeyemeyen abonelerin, doğalgazını kesmeyecekmiş. Mağdur olmalarını istemiyorlarmış. Bu yıl kış çok soğuk ve yağışlı geçiyor. 50 TL tüketimi olan insan, zaten ısınamıyordur, üşüyordur.. Bence hiç almayın.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...