İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​DÜNYA KUPASINA DOĞRU!

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz hafta futbol tatili var gibiydi. Milli Takımımızın dünya kupası elemelerinde Birinci Grup karşılaşmaları için Finlandiya ile cuma günü yapılan karşılaşma nedeniyle liglere ara verilmişti. Ve Milli Takımımız Finlandiya ile karşılaştı.

Milli Takımımızın ne yapacağı pek belli olmadığı için Finlandiya karşılaşmasının pek de kolay geçmeyeceği endişeleri vardı kafalarda. Ama öyle olmadı. Milli Takımımız oyunun hemen başlarında bulduğu iki golle Finlandiya’nın direncini kırdı ve karşılaşma bu sonuçla sona erdi.

Grupta, lider Hırvatistan evinde kazanarak liderliğini sürdürürken İzlanda aldığı galibiyetle ikinciliğe, Ukrayna ve Türkiye ilk dört olarak sıralandı. Şu anki görüntüsüyle Türkiye’nin daha üst sıralara çıkabilme şansı olduğunu söyleyebiliriz.

Bunu söylemek mümkün ama; Finlandiya karşılaşmasında hemen başlarda 2-0 galip duruma geçmemize rağmen daha sonraki süreçte Finlandiya karşısında pek ümit var bir oyun sergileyemedik. Özellikle ikinci devrede oyun daha çok bizim yarı alanımızda geçti. Konuk takım bizden daha iyi top çevirdi ve kale önümüzde oldukça ciddi pozisyonlar da yakaladı.. Bu görüntünün gelecek için pek ümit var olmadığını söylemeliyim.

Durumumuzu tesadüflere bırakmamak lazım.. İşi daha şimdiden ciddiye alıp çok daha iyi hazırlanmalıyız ve kalan karşılaşmalarımızda bizi elemelerden çıkaracak bir puan sıralamasını yakalamamız gerekiyor.

Finlandiya karşılaşması sonrasında pazartesi gecesi Moldova ile bir hazırlık karşılaşmasına çıktık. Hazırlık karşılaşması olması nedeniyle çok genç bir kadroyu sahaya sürem Milli Takımlar Teknik Sorumlusu Fatih Terim, istediğini elde etti mi bilinmez ama, karşılaşmayı 3-1 kazanan bu genç takımımızın, yakın gelecek için pek ümit verdiği söylenemez. Evet, ligde kendi takımlarında süre alan iyi genç oyuncular vardı ama, Fenerbahçeli sağbek Şener dışında tümü genç oyunculardan kurulu takımda bireysel yeteneklerin başarılarına dayalı bir oyun sergilendi.

Özellikle Danimarka’da keşfedilip Fatih Terim Tarafından Milli kadroya davet edilen, çok başarılı bir oyuncu olarak adından söz ettiren ve ardından da Danimarka’da rekor transfer ücretiyle Dorthmund’a transfer olan Emre Mor, yeteneğini sergilediği özel hareketlerle geceye damgasını vurdu, çok güzel bir gol attı. Özel yetenekleri olan on dokuz yaşındaki bu genç yetenekle ilgili erken şöhretin zararlarına yenik düşmemesi için Milli Takımlar Sorumlusu Fatih Terim’in gereken önlemi alacağından şüphem yok. Bu konudaki son açıklamalarında da bunu belirtiyor. Güzel bireysel hareketleri yapabilen, oldukça da güçlü bir oyuncu.. Bu yaptığı işlerde sahada bir çok sertliğe maruz kalacağı kesin. İşte burada daha dikkatli olup hırsına yenilmemeli. Zaman zaman bu durumlarda hakemle oynama eğilimi var.

Moldova karşılaşmasın da gençler oldukça ümit verdiler ama, bu gençleri profesyoneller, tecrübeliler arasında denemek, uyum gösterip gösterememeleri açısından çok daha iyi olurdu. Emre Mor dışında bir kaç genç gelecek için iyi sinyaller verdi. Süper Ligdeki kendi takımlarında oldukça iyi süreler alıyor olmalarına rağmen takım uyumu açısından daha çok yol kat etmeleri gerektiğini gördük. Moldova gibi Avrupa’nın en zayıf takımlarından biri karşısında, daha zor şartlara pek hazır görünmediler.

Bu gençler, milli takımımızın geleceği için çok önemli kaynaklar. Fatih Terim gibi gençlere güvenen ve onları cesaretle sahaya sürebilen, sorumluluk yüklenebilmeleri için cesaretlendiren bir hocanın elinde çok kısa sürede hazır olacaklarından ve milli takımın iskeletini oluşturacaklarından hiç şüphem yok. Aslolan bu geçiş sürecini olabildiğince kısaltmak.

Bu dönemde yapılacak ise ilk iş, bu gençlerden bir kaçının Milli Takımın ilk on biri içinde yerleşmesi. Bunu yapabilirsek bu dönemi daha verimli geçirebiliriz.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...