İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​ÇEMBERDEKİ RENKLER

YAYINLAMA:

Ekranlar aynı görüntüye odaklanmış. 8. halk oylamasının sonuçları, renkli grafikler eşliğinde sunuluyor uzmanlar tarafından. Keskin hatlı, mantık odaklı ve çok köşeli sütunlar değil, daire grafikler bizi çekiyor. İki farklı renk aynı çemberde ve huzur içinde birbirini tamamlamış. Belli ki biri, biraz daha fazla yer kapmış ama çemberin içinde kavga yok.

Ruh köklerimize aşina olduğu için belki de yuvarlak hatlarla kendimizi daha iyi anlatıyoruz. Kültürümüzün bileşenleri, keskin hatlı değildir nitekim. Kapılarımız, pencerelerimiz, sütunlarımız, kemerlerimiz, kubbelerimiz, dünyamız, gök kubbemiz yuvarlaktır hep. Rahimdeki ilk yuvamız, oradaki duruşumuz da öyle. Bedenimizde keskin hatlar yoktur mesela, doğada da. Ve nihayet ilk yaratım yuvarlak bir nokta ile başlamıştır.

Daire grafiği bezeyen iki renk, sık gerçekleştirdiğimiz uçak yolculuklarını hatırlattı. Hani binlerce metre yukarıda, yer kürenin üstünde gök kürenin altındasınız. Yerdeki her şey küçülürken ve kimi siluetler rengini yitirirken yavaş yavaş, iç içe geçmiş bu muazzam kürelerin, birbirlerini tamamladıklarına şahit olursunuz.

Kadirşinas insanımız, iradesini ortaya koymuş, son sözü söylemiştir. Çemberin içini ferasetiyle renklendirerek ortaya kılı kırk yaran, çok yönlü mesajlar içeren maddi bir sonuç koymuş ve Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi, gereken ruhsatı almıştır. Çok önemli bir yönetim sistemi değişimini, ilk kez sivil bir irade ile gerçekleştiren demokrasimiz, daha da olgunlaşmış, devlet güçlenmiş ve Türkiye kazanmıştır.

Siyasi partilerin, bu sonuçların maddi tarafı kadar sosyolojik ve psikolojik taraflarıyla çok yönlü dersler çıkarmaları elbette ki kaçınılmazdır. Türkiye’nin genel resmindeki renklerin ne yöne doğru evirildiğinin, hendeklerin üstünü kapatmanın sağladığı kaynaşmanın, yerel yönetimlerdeki kimi sıkıntıların, büyük şehirlerdeki muhafazakârların kimi rahatsızlıklarının, halk oylaması sürecinde ikna olanlar kadar olmayanların ve medyadaki sıkıntıların uzunca tartışılması gereklidir.

Ancak tek yönlü, tek renkli, ben odaklı ve çemberin diğer rengini görmezden gelecek değerlendirmelerin eksik kalacağı açıktır. Nitekim ülkemiz için yeni bir sayfa açılmıştır. Gündelik kavgaları, toplumsal gerginliği, siyasi polemikleri, gereksiz enerji kayıplarını acilen bir kenara bırakıp bu devletin gelişme yolundaki engellerini hızla kaldırmak, bir numaralı işi olmalıdır herkesin ve kesimin. Çemberin içindeki renklerin, birbirlerini tamamladıkları, bir ve bütün olmak için birbirlerine muhtaç oldukları gerçeğini, söylemin ötesinde davranışlarımıza yansıtarak işe başlayabiliriz mesela. Zira aynı gök kubbenin paydaşları olarak tamamlıyoruz birbirimizi.

Unutmayalım ki dağ başında yaşayan bir insan daha özgürdür belki ama medeni değildir. Diğer insanlarla birlikte yaşamak, kimi özgürlükleri kısıtlar ama toplumsal yaşamanın gerektirdiği medeniyeti sağlar. Birlikte yaşamak, aile ve toplum içindeki yaşamımızı öteki ile paylaşmak, ortak bir kültür ve değerler sisteminin üretilmesini sağlar. Böylece hayat yolculuğumuzdaki anlam arayışımız için ötekine ihtiyacımız vardır.

Unutmayalım ki evet diyen de hayır diyen de aynı çemberde buluştu ve bir bütün oldu. Bu kavuşmanın heyecanı ve bereketiyle önümüze bakmamız önemlidir. Bize bir hediye olarak verilmiş hayatı, daha çok iyilik üretme alanına çevirmemiz mümkündür. Nitekim kendi rengimiz kadar çemberin diğer rengi için de kaygılanmadıkça işimiz kolay değil. Ancak o zaman mantığımız ve gönlümüz, koyu taraftarlık girdabından kurtulup bütünün peşine düşer. Nitekim toplumumuz çok önemli mesafeler almış olsa da henüz alacağımız ciddi bir yol vardır. Toplum olarak daha fazla çok sesliliği yakalamamız, daha güçlü bir ekonomiye sahip olmamız, insan odaklı bir hizmetkâr liderlik anlayışında bir dünya örneği olmamız, adaleti sarsılmaz biçimde yerleştirmemiz, kesinlikle daha çok bilim üretmemiz, eğitime daha çok önem vermemiz, bu toplumu bu toplum yapan temel inanç, ahlak ve kültür dinamiklerine doğru daha fazla yol almamız, uzlaşmayı daha fazla yerleştirmemiz gerektiği açıktır. Ancak bu şekilde genç Cumhuriyetimiz’in, milli köklerimize doğru derinleşmesi, 2023 ve 2071 hedeflerine odaklanması mümkündür. Kısacası yolda olmamız, yolcu olmamız, gerektiğinde geçenlere yol olmamız, gönlümüzle aklımızı Bir’de buluşturmamız elzemdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...