İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​YENİ İPEK YOLU: TÜRKİYE'YE DUYULAN GÜVEN

YAYINLAMA:

Batı, dünyâya tahrif edilmiş İncil’den ve inkâr etmeyi “bilimsellik” saydığı bu kitap üzerine kurulu sömürücü, sömürmek için bölücü, bölmek için kan dökücü, kan dökmek için farklılıkları yok edici “modern” olmaktan başka bir şey vermedi. Ama her şeyi aldı ve sâhiplendi; kendi etiketini vurup sattı. Kendi keşfettiği yalanına kendi de inandığı matbaayı bile aldığı Doğu’yu hep küçümsedi. Doğu’ya “Orient” dedi ve “oryantalizm” gözlüğüyle baktı ve baktırdı. Doğu’dan aldığı şeyleri ipek ve baharattan ibâret gösterdi. Ama ticârî ürünlerin geldiği birer yol olmanın ötesinde âdeta binlerce yıl bir iletişim kanalı olan İpek Yolu ve Baharat Yolu kâğıdı, matbaayı, felsefeyi, sanatı, müziği, astronomiyi Batı’ya getiren yollar oldu.

Doğu Avrupa’nın Osmanlı’nın hâkimiyetine geçmesiyle kıyılara sıkışan Batı, denize dökülürcesine okyanuslara açıldı. Deniz yolu ile ulaşılan Hindistan’ın kaderi karadan denize yöneldi. Okyanuslar kutsal Ganj Nehri’ne gâlip geldi. Okyanuslarda Batı’nın yüzlerce yıldır korktuğu efsânevî ejderhâlar, Batı’nın ta kendisi olarak ağızlarından çıkan alevlerle dünyâyı yangın yerine çevirdiler. Başta Ortadoğu etiketini vurdukları Mezopotampa olmak üzere, birçok yer hâlâ alev alev.

Yeni İpek Yolu, Yeniden İpek Yolu

Geçen hafta sonu Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Çin gezisi, târihçilerin seneler sonra yazacakları metinlerde bir milat olarak geçecektir. Üç milyara yaklaşan nüfusları ile 2030’da dünyânın en büyük iki ekonomisi olacak olan Çin ve Hindistan’ın bu büyüklüğü artık İngiliz-Amerikan hâkimiyetindeki Pasifik’ten değil, ticâretin kadim yollarının birleştiği Bereketli Hilâl’den geçerek dünyâya yayılacak.

Sıfır meridyeni İstanbul’a geri dönüyor

Deniz yoluna kıyasla yarı sürede ve daha güvenli şekilde Avrupa’ya ulaşacak olan ticârî ürünler, demiryolu ile Türkiye’den geçecek. Gezi Parkı eylemlerinde inşâsının durdurulması istenen YSS Köprüsü bu açılımın âdeta yüzük taşıdır. 20 milyar dolarlık yatırım öngörülen Kars-Edirne demiryolunun 1/3’ü bitmiş durumda. Bu yol, Hazar Denizi’nin kuzeyinden geçerek İran’a da bölgedeki emelleri konusunda bir tavır anlamına geliyor. İnşaatı devam eden 3. Havaalanı ile yolcu taşımacılığı da İstanbul merkezli güzergâha kayıyor. İstanbul, doğal dünya coğrafyasının ona verdiği ama Batı’dan gasp ettiği özelliğine geri dönüyor. Saatler GMT’ye (Greenwich Mean Time) göre değil, İMT (İstanbul Mean Time) ile ayarlanacak.

Dünya ticâreti, üretmek ve iletmek (lojistik) denklemi üzerine oturuyor. Bu denklem ve Yeni İpek Yolu ile Türkiye’nin merkezde olduğu coğrafya, Ümit Burnu’nun keşfinden önceki önemine yeniden kavuşuyor.

Asya’nın ürünleri üzerlerindeki toz, okyanus sularına karışmadan Avrupa’ya ulaşmış olacak. Önce Mısır, sonra da Yunan’a felsefe öğreten kadim Asya, medeniyete yine zenginlik, çeşitlilik ve bilgelik tedârik edecek.

Türkiye’ye Duyulan Güven

Her şeyden önemlisi, çarkların eski yönde dönmeye başladığı bu dönemde Türkiye bu etkin rolü oynayabilmesini, Gezi Parkı ve 15 Temmuz karşısında gösterdiği tavır ve dünyâya verdiği güvene borçludur. Bundan sonraki süreç de ticâret için en gerekli ve olmazsa olmaz olan güvenin artarak devam etmesi için, bu güven ortamını ve dik duruşumuzu büyüyen bir ortak paydada korumamız gerekmektedir.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...