İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HERKESİN HÜLYA AVŞAR'I KENDİNE!

YAYINLAMA:

Önceki ve sonraki olarak nitelendirmediğimiz yılların, reddedilemez güzel kadını Hülya.

Sen benim canım, sen benim kara sevdalım, diye çığıran Hülya,

Bugüne kadar yüzlerce defa yazılmış, çizilmiş Hülya.

Olsun.

Herkesin Hülya'sı kendine, ama Hülya hala kendinde.

Benim Hülya'm, kusuru kapatmak için uğraşan bir kadın olmuş.

Kalbinin ve aklının merhameti kocaman olmuş.

Gözlerinin güzelliğinin yaratılmasına aracı olduğu söylenen Hülya..

Derinden üzülen, şaşıran, kalbiyle, ruhuyla, fırlamalığı ve bunu kendine çok yakıştırdığı bilinen bir kadın.

Herkesin Hülya'sı kendine, tamam.

StarTv de her hafta bir gün röportajı var, kiminle olduğu önemli değil, her hafta biri var, siz onu, bir dinleyin, bir anlayın, hayatı nasıl anlatıyor.

Kendi Hülya'nızı bulacaksınız.

Yaşamından kaybolan insanları bile kaybetmeyen, vadesi gelmiş ya da gelmemiş yenilgileri, hep gözlerinin derin mavisinde saklayan kadın.

Madem öyle, dedim ki;

Benim Hülya'm nasıl?

Şöyle:

İnsan olmayan, merhametsiz insanlar, olmayan kıyameti koparırken, tanıyan tanımayan, dost bildiğim herkes beni lime lime linç ederken.

Telefonum da buğulu bir ses duydum

Not bırakmış..

"Sakın üzülme".

"Her şey geçer".

Hay, merhametini öptüğüm kadın.

İste benim Hülya'm böyle.

Anlatmaya başladım.

Onun, "KÜSKÜN RENGİ" hiç yok.

Artık günlüğü kendisinin değil, birinci tekil şahıs "BEN" diye, tek bir cümlesi yok.

Kendi başını, kendi omuzuna dayayıp ağlayan güçlü kadın.

En büyük acılarında, sırf gözyaşları kendi ellerine, avuçlarına dökülsün diye bekleyen direnen göz pınarları olan kadın.

Bütün hatalarını, bütün çiçeklerini diktiği, bütün fidanlarını diktiği, kendi bahçesine ekmiş.

Başkalarında suç kabahat arama yok..

Kocaman merhamet, kocaman şefkat, insanları yargılamayan kusur aramayan, kusur örten bir kadın var.

Eksikliklerini bir bir tamamlamış, çoğalmış bir kadın var.

Hayati tamamen iyiye öğrenmiş bir kadın var.

Hayatin izcisi olmuş.

İç dünyasını arındırmış.

Şikayet etmeyen, sızlanmayan, yargılamayan, tartışmayan, kocaman iyi bir kalp olmuş.

Güzel Zehra, bir çocuğun en büyük şansı annesiymiş.

Annen, merhametli kadının hası.

Sarıl ona, sıkı sıkı, nefesi kesilircesine.

Ya sen, Hülya...

Kalbine yüklediklerin, biriktirdiklerin ile ne kadar şahane bir kadınsın.

Benim Hülya'm,

Seni kalbinden öperim.

Funda'ya takılanlar...

... Dün, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı idi. Bir ülke liderinin halkına bırakacağı, bundan başka, bu kadar büyük değer ne olabilir ki. Miras o kadar sağlam ki, kahramanlık, yoktan var ediş, akıl, dayanışma, dayanıklılık değerleri ile, gençliğe armağandır. Çok yaşa ATA'M.

... Antalya'da Finike'de bir dağ evinde yaşıyorlar, doğa sever, Ali Ulvi ve Ayşin Büyüknohutçu çifti. Dertleri doğa, bozulmasın yeter. Yıllarca taş ocaklarına dava açıyorlar ve faaliyetlerini durduruyorlar. Katil, anlatıyor, hiç tanımadığı biri geliyor paran var mı diyor, yok diyor. Şu çifti öldür, sana 50.000 TL vereceğim, al 3.000 peşin, gerisi öldürdükten sonra diyor. Bu kadar kolay ikna olunur mu? İki insani öldürmek bu kadar kolay olur mu? Allah senin gibi insanların niye canını almaz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...