İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​BİZİM GÜNDEMİMİZ BAYRAM

YAYINLAMA:

Söze bugünü bayram bilenlerin bayramını tebrik ederek ve kutlayarak başlayalım.

Allah nasip etti ve bir ramazan ayını daha yaşadık. Orucuyla, iftarıyla, sahuruyla, teravihiyle, zekâtıyla, fitresiyle, mukabelesi, binlerce hatimleriyle bir ramazan daha bitti. Ve biz bayramımıza kavuştuk.

İnşallah, bu ramazanda yaşayarak kazandığımız tecrübeleri hâl ederiz ve bir sonraki ramazan, bizi bıraktığı gibi ve hatta bıraktığından daha iyi ve kâmil bulur.

Dünya medyası kendi gündemini empoze edip, bizi ramazan havasından çıkarmak istedi. Bombalar, savaşlar, yangınlar, ambargolar ile bizim aklımızı ve gönlümüzü meşgul etmeye uğraştı. Hz. Musâ’nın karşısında firavun, Hz. Hüseyin’in yezid olduğu gibi ramazanın da karşısında nice hile, hurda, kem niyet vardı ve olacaktır. İnşallah başarılı olmamıştır.

Her kul, kendi menzilinde mesâfe kat etmek için nefsine dizgin vurdu. Belâya, harama karşı “Ya Sabır” dedi; derdini tesbihat vesile bildi.

Ramazanda daha da gür akan nimet çeşmesinden testisini doldurabilen ameli karşılığında doldurdu. Gönül iklimimizin kuraklaştığı kara günlerde içmek için ak damlalar hâlinde biriktirdi.

Şeytanın bu günlerde bağlandığına inanırız. Elbette eli kolu tutulmuş, tâkâti azalmıştır. Lâkin o yine vazifesi olan şeytanlığı yaptı. Bizi kendi kem niyetleriyle oyalamaya çalıştı. Yüzümüzü güzelliklere döndürmemizden çılgına döndü. Düşene el uzatmamızdan, garibe gurabaya yardım etmemizden, yetimin öksüzün yüzüne tebessüm vesile olmamızdan rahatsız oldu. Fitnesine fitne, fesadına fesat katmak için her zamankinden daha şeytânî tuzaklar kurdu.

Şeytanın bu aziz vatandaki kendine çırak belledikleri de boş durmadı. Kendi içlerindeki ifrit kanallarını çiçek bahçelerine akıtmak için denemedik yol bırakmadılar. Günlük hayatta, siyâsette, medyada yapmadıkları soytarılık, atmadıkları takla kalmadı. Bütün amaçları bizi önce ramazandan sonra da bugün kavuştuğumuz bayramın mânevî atmosferinden uzaklaştırmaktı. Kendileri gibi bizim gönlümüz de kirlensin, lağım çukuru hâline gelsin istediler. İyi de ettiler (!). Akla kara, hayr ile şer daha bir ayrıldı; daha kolay tanınır bilinir hâline geldi. Herkes safını daha da belli etti. Görebilene ne mutlu!

Suriye’de moloz yığını hâline gelen evlerin arasında iftar ve sahur yapan, ezan okuyup “bizi yenemeyeceksiniz” deme yürekliliğini gösteren, terâvih kılıp “Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyiz” diyenlerin yüzü suyu hürmetine şer tuzakları kurulduğu gibi bozuldu. Bu tuzakların her birinin bozulması, ramazan içinde bizim için küçük birer bayram oldu. Okunan salavatlar, getirilen tekbirler, indirilen hatimler şeytan ve onun peşinden giden sürünün tepesine inerken, bizim yüreğimizi güçlendirdi, imânımızı kemâle yaklaştırdı. Fakir de daha önceden bugün hazırladığım yazıyı bayram sonrasına erteledim ve bu yazıyı yazmak nasip oldu.

Ramazanda tuttuğumuz oruçla nefsimize hâkim olmanın hediyesi olarak bize bayramı lütfeden Allah’a hamd ü senâlar olsun. Bayramımız mübârek ve kut dolu olsun!


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...