İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KENDİNİ KANDIRAN KADIN!YOOOOO! DEDİ

YAYINLAMA:

Eylül'ü yolladık.

Solgun güneş ışıkları, son demlerini eylülde yaşayıp tükendiler.

Kim bilir?

Belki, ekim içinde sakladıkları bir kaç sıcak gün vardır.

Sanmayın ki yaz bitiyor, tatil özlemi falan.. Canım acıyor falan.

Güle güle yaz, seneye buluşuruz falan, diye lüzumsuz cümleler de kurmuyorum.

Sonbaharın hüzün mahkumuyum bu aralar.

O kadarım yani.

Gönüllü, şikayetsiz mahkum.

Niye aşk anlatıyorum, onu da bilmiyorum..

Beni kör kuyular da merdivensiz bıraktı mı?

Ondan mı?

Hayır.

Seni geri istiyorum, diyor muyum?

Yoooooo..

Beni sana bağlayan her şey, seni bana bağladı mı?

Yoooooo.

Beynim de seninle ilgili yangın var mı?

Yooooooo.

En son hücrem senden vazgeçmedi mi?

Yoooooo..

Kavuşmalarımızda, gözbebeklerinde büyüyen bir ışık, kirpiklerin de bir ürperme var mıydı?

Yooooooo.

Benim için uykularından vazgeçtin mi?

Yoooooo..

Başını yastığa koyarken yüreğinle bana sokuldun mu?

Yoooooo..

Bire bir hayatı paylaştık mı, verdiklerimiz, aldıklarımız, eşit miydi?

Yoooooo..

Hiçbir sınırın olmadığı, aşk ülkesinde mi yaşadık?

Yoooooo..

Ne kocaman.

Gökyüzümüz.

Ne uzun uzun yollarımız.

Ne kocaman gökyüzümüz.

Ne güzel ortak şarkılarımız.

Ne geri dönülmez sevdamız.

Ne de ortak bir şiirimiz.

Yoktu değil mi, tatlım.

Yoktu hiçbiri.

Öyleyse.

Öteki yarım değildin besbelli.

O zaman..

Ölüm ayırdı ya bizi.

Ayrılığımız hükümsüz olsun.

Çünkü, bu ayrılık kendisi bile olmaktan aciz bir ayrılık.

Kayıtlarıma, bu aşka dair yeni bir kayıt düşmek istemiyorum, yeni bir ad koymak istemiyorum.

Ama.

Beni rahat bırak.

Kadın! yoooooo!, diye diye aşkını yaşamış, seni çok sevmiş.

Daha ne istiyorsun?

Lütfen.

Seninle olan, aşıma su katma.

Seni geri istemiyorum.

Yoooo..

Diye, diye.

Yedi başlı ejderha gibi sevmişim seni işte.

Bu kadar.

Funda'ya takılanlar...

... Gazete, bu haberin başlığını, Yargıtay’da ÖRNEK BOZMA KARARI diye yazmasa... Ben de bu konuyu yazmayacağım. Homofobik biri değilim. Yargıtay 18.Ceza Mahkemesi, bir karara imza atıyor. Eşcinsel veya gurup halinde cinsel birleşme video ve dvd görüntülerinin, evde ya da işyerinde, eğer ticari amaç ile bulundurulmuyorsa, müstehcenlikten ceza verilemez, hükmüne varmış. Yargıtay, "doğal olmayan kavram içerisinde değerlendirilemez" demiş.

Ben, insanların evine, evindeki videolarına, birşey demem, diyemem.

Ama, iş yerinde bal gibi müstehcendir. İkincisi de, porno video kararının, neresi "ÖRNEK" onu anlayamadım.

... Adam, metrobüste kopasıca bacaklarını açıyor, yanındaki kıza dayıyor. Adı batasıca, Abdülmeset 40 yaşında.

Eşek kadar adam derler ya!, öyle işte.

Kız, şikayetçi oluyor, ifadesinde adama, "yeter artık" dedim diyor.. Adam, "aaaaa, kusura bakma ama, benim canım istedi" dedi, diyor..

Senin canının ne istediği kimin umuru, Abdülsapık, isteklerin batsın.

Utanmaz adam, bu ne cesaret, bu ne arsızlık.

Senin annen, eğer bilse, anlamı olsun diye koyduğu isminden, arsızlığından, utanır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...