İstanbul
Parçalı az bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​DEMEK Kİ BUNLAR ABD'NİN KARARIYMIŞ…

YAYINLAMA:

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, çok iyi niyetle bu vize krizini yaratanın Ankara’dan ayrılmakta olan ABD Büyükelçisi John Bass olabileceğini söyleyerek Amerikalılara bu işten sıyrılmaları için bir çıkış yolu gösterdi…

Ama ABD bu çıkış yolunu seçmeyip Türklere vize verilmesinin askıya alınması kararının Amerikan Dışişleri, Beyaz Saray ve Ulusal Güvenlik Dairesi’nin ortak kararı olduğunu açıklayarak olayın sorumluluğunu, yani bu rezaleti üstlendi…

Yani, Türk-Amerikan ilişkilerinin köküne dinamit koyan ve patlatan Amerika’nın en yetkin resmi kuruluşları…

Yani, ABD’nin İstanbul Konsolosluğunda çalışan bir elemanın FETÖ bağlantısı yüzünden tutuklanması ve bir başka çalışanın hakkında da tutuklanma kararına karşı bir misilleme olarak vize yasağını getirenler bu krizin de sorumluları.

Peki ABD, İstanbul Konsolosluğunda çalışanlar için bu kadar hassasiyet gösteriyorsa, neden daha önce tutuklanan Adana Konsolosluğu çalışanı bir kişi için aynı duyarlılığı göstermedi de şimdi bunu İstanbul’da çalışanlar için gösteriyor?

Olay şu: Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının PKK/KCK ile ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında 23 Şubat’ta ABD Adana Konsolosluğunda gözaltına alınan ve Mardin’e getirilen Konsolosluğun 36 yıllık tercümanı Hamza Uluçay, 6 Mart 2017 tarihinde savcılık tarafından tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk ediliyor. Sulh Ceza Hâkimliğindeki sorgusunun ardından Uluçay, adli kontrol şartı ile serbest bırakılıyor. Uluçay’ın serbest bırakılmasına Cumhuriyet savcının itiraz ediyor ve Uluçay yeniden gözaltına alınıyor. TCK 314/2 “silahlı terör örgüne üye olmak” suçundan tutuklanan Uluçay, tutuklanmasının ardından cezaevine gönderiliyor ve halen cezaevinde… Uluçay’ın FETÖ bağlantıları olduğu da iddia ediliyor…

Yani Uluçay için gösterilmeyen ve Türk-ABD ilişkilerini tahrip etme pahasına sahip çıkılan İstanbul Başkonsolosluk personeli için gösterilen gayret niye?

Yoksa bu İstanbul Başkonsolosluğu FETÖ lehine faaliyet gösteren bir casusluk merkezine dönüştü de ABD bunu mu ört pas etmeye çalışıyor?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...