İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SOSYAL MEDYA DETOKSU!

YAYINLAMA:

Salonda İstanbul'a gelmek üzere beklemekteyim.

18/19 yaşlarında saçları omuzunda, beyaz tişörtlü, kırmızı bermudalı, başında hasır fötr şapkalı genç kız gelip oturuyor.. Eline kafeden kocaman bir kahve almış.

Cep telefonu olmazsa olmaz elinde.. Canı gibi sıkı sıkı sarılmış.

Başlıyor, kendini çekmeye.

Saçlarını bir o yana bir bu yana attırıyor. Şapkasını yana, öne çekiyor, dudaklarını büküyor, büzüyor, sonra kahveden yudum alırcasına, gülerek dişlerini çıkararak pozlar veriyor.

Parmakları hızla, o resimleri rötuşluyor ve seri bir şekilde başlıyor birilerine yollamaya.

Kim bilir kimlere, ne kadar güzelim, ne kadar özelim, ne kadar mutluyum, elimde kahve üstelik havaalanındayım, halini anlatmaya çalışıyor.

Olmayan halini yani.

Aslında kendi halini en iyi kendi biliyor.

İnsan en kocaman yalanı kendisine söylermiş ya.

Cep telefonu çantaya atıyor, suratı asılıyor, hiç mutlu değil, hatta hayattan bunalmış gibi, biraz önceki kendisi, kendisi değil.

Kandırmış duygusuyla, aynasını çıkarıyor ve epey sararmış dişlerine bakıyor...

Gerçekten, o yaşta o dişler kötü.

Üstü başı, aslında pazardan almış, kombin yapmış, hasır şapkası ve bez çantası ile gençliğinin halini tamamlayıvermiş.

Kim bilir, yalanlarına sığmayan ne hayalleri, hayattan ne beklentisi var.

Öylece onu seyrediyorum.

Beklentileri kendini aşmış genç kız.

Allah’ım diyorum bu sosyal medya ikirciliği, insanları en çok kendine yalancı yaptı.

Herkes, kendine yalan söyleme rekortmeni.

Aklıma, Ayşe Arman'ın sosyal medya detoksu #Hayatı Farket Et kampanyası adı altında, #Konuşalım Artık konusunu, psikolog Üstun Dökmen ile röportajı, konuştukları aklıma geliyor.

21 gün cep telefonunu sosyal medyaya kapat, hiç girme.

Hiç bir iletişim, yüz yüze iletişimin yerini tutmaz, haydi detoksa diyor, ünlü psikolog yazar.

Gazete haberi tam sayfa.

Sosyal medya fenomenleri kızlar ile röportaj yapmışlar, hepsi bu 21 gün detoksunu destekliyor.

Aaaa, kızların eline bakıyorum, hepsinde birer bardak çay.

Ayşe Arman, Üstün hoca ile röportaj fotoğrafında ikisinin de ellerinde birer bardak cay.

Sayfanın diğer yarısına bakıyorum, bir çay firmasının reklamı.

Sosyal sorunluluk gibi, insanların yararına diye yapılan şey, aslında çatır çatır bir çay reklamı.

Ayşe, Üstün hoca, diğer fenomen kızlar aslında, belli ki para karşılığı, bu çay firmasının reklamını yapıyor.

Niye, ne münasebetle bedava yapsınlar ki.

Tamam.

Sonunda faydalı bir şey ama, hep para var, hep bir kazanç var.

Yani ben, hashtag’inize uyacağım.

21 gün sosyal medyamı kapatacağım.

Siz sosyal medya, tam gaz devam.

Tamam tatlım.

Teşekkürler.

Funda'ya takılanlar...

.... Hepimizin WhatsApp grupları var.

Ben mümkün oldukça kaçıyorum.

Mümkünse, kaçıyorum, durup dururken birinin ısırma ihtimaline uzak duruyorum.

Ve olumsuz, negatif söylemlerden, bıktım..

Yoruldum.

Devamlı video yolluyorlar.

Ses bandı yolluyorlar.

Ne çok insandan geldi anlatamam.

Adam, "Merhaba arkadaşlar, çocuklarla beraber iki aile yemeğe gittik. Çıkışta polis bizi durdurdu. İçkili mekana çocuklarınızı götüremezsiniz dedi, tutanak tuttu, ben kabul etmedim, karakola davet etti... Ben arabada çocuklar uyuyor dedim, kabul etmedim.. Ne gerekçe ile bize tutanak tuttular anlamadım" diyor.

Yahu be! adam gerekçeyi polis söylemiş.

Daha ne desin.

Sen çocukların sandalyede uyurken gerçekten içkili mekanda nasıl oturtursun. Şişede durduğu gibi durmaz.

Sizin çocuklarınızı korumak, sakınmak için çıkmış kanun varsa.

Uyacaksınız.

Bırakın provokasyonu.

Bırakın palavraları.

.... Hürriyet Cumartesi ekinde, Hakan Gence, Can Yaman ile röportaj yapmış.

Can Yaman kim, şu anda, “Erkenci Kuş” yaz dizisinde oynuyor.

Ben daha önce hiç görmemiştim, hiç tanımamıştım.

Kasları, saçları, farklı giyimi ile çok beğeniliyormuş.

Ben de diyordum ki, bu çocuk, dizide devamlı niye duş alıyor.

Bundanmış.

Neyse, röportaj da aklı başında cevaplar veren oyuncuya, en seksi erkek seçilmişsiniz, hayatınızda seksin yeri ne diye soruluyor.

Akrep burcuyum anlayın diyor.

"Dizi dışında, gece dışarı çok çıkarım, bu zamanlar da, içkinin de tesiri ile yanınıza gelip, sizi zorlayabiliyorlar" diyor.

"Bunlar erkek, kadın herkes yapabiliyor" diyor.

"Elleyenler oluyor "diyor.

Arkadaşım sizi çok beğeniyor, masamıza gelir misiniz diyor.

Anlatıyor çocuk.

Aaaa adamı zorluyorlar, ne için..

Pes.

Hem erkekler adına, hem kadınlar adına.

Gerçekten bu halde miyiz?

Gerçekten, çivisi çıktı mı hayatın.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...