İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KURBAN KURBİYET DEMEKTİR

YAYINLAMA:

Bu hikayedeki derin hikmeti anlamamız bize kurban kesme ibadetinin gerçek manasını öğretmesi bakımından çok önemlidir. Kuran-ı Kerimdeki bu hikayede yer alan Kurban, Hz. İbrahim’in evladına olan aşırı düşkünlüğünü; yani putları kırışını sembolize ediyor.

Hz. İbrahim “Nefis kurbanı”nı kesmek üzere oğlunu yatırdığı zaman, nefis makamında olan İsmail de, “Beni kurban et babacığım, hazırım” dediğinde; Allah’ü Teala bu hâlden memnun kalıyor ve karşılığında bir koç gönderiyor. Aslında Hz. İbrahim nefsini kurban etmenin güzelliğini, bir hayvanı kurban ederek, o hayvanın insan tarafından yenerek hayvanlıktan yok olup insanda var olmasının zevkini yaşıyor.

Kurban Bayramının hakikati de; bu bayrama kadar taptığımız bütün putları kırıp, yıkıp, Allah’ı memnun etmenin zevkini yaşamak vardır.

Zaten “Bayram” da kelime anlamıyla sevinç içinde kutlanan manevi anlam taşıyan günler demektir.

Dolayısıyla nefsin bir çirkin vasfının kurban edilişinde; insan, diğer insanları anlar ve onlarla birlikte olmanın zevkini yaşar, bölünmekten uzaklaşır. Bu bakımdan, hakiki bayramı idrak eder.

Hz. Ali’ye:

• “Bugün bayram, sen niye kuru ekmek yiyorsun?” deyince,

• “Bana her gün bayram, çünkü ben her gün nefsimin bir hazzını, O’nun için kesmenin zevkini yaşıyorum” buyurmuş.

Demek ki “Bayram” ın hakikatinde, nefsin zevklerini öldürmek vardır; “Kurban” ın da özü budur.

Kurban “Kurbiyet” ten geliyor. “Kurbiyet” kelimesi “Yakınlık” demektir. Allah’a yakın olmanın yolu da; kullarla kurbiyet kesp etmekten geçer. İnsan kendi nefsinden arındığı sürece, başkalarıyla iyi geçinme sanatını elde eder. İnsan kelimesi “Üns” kökünden geliyor. Gerçek insan, diğerleriyle iyi geçinir. Kurban kesmenin bir anlamı da işte bu yakınlık demektir. Kurban keserek nefsi de kurban ettiğin zaman, tıpkı üçe bölünüp dağıtılan et gibi kendi mânânı da üçe ayırırsın.

Üçte biri; sana faydalı olur, çünkü nefsinin bir kötü huyundan arınmışsındır.

Diğer üçte biri; fakire faydası olur. Manayi idrak edemeyen manevi fakirlere senin hâlin örnek olur.

Diğer üçte biri ise; akrabalarla birlikte yemeğin paylaşılarak mananın idrak edilmesidir. İnsan kendi nefsinden geçince, maddi ve manevi akrabalarla aynı yerde toplanır ve dolayısıyla bu hâl, herkeste “Gıda” hâline geçer. İşte “Kurban”ın hakikatinde bu yatar.

Çocuklara hayvanların bu vesileyle, “İnsan” makamına yükselebildiğini anlatmalıyız. Büyükler ise yedikleri hayvandan kazanılan enerjiyi Hakka dolayısıyla halka hizmete döndürerek benlikten arınabileceklerini hatırlatmalıyız. Ve bütün hayvanatın, insanlık için kurban olmak için geldiğini, bizim de kötü huylarımızı kendi insanlığımız için kurban etmemiz gerektiğini öğretebiliriz.

Zor zamanlar yaşadık, ama ben iman ediyorum ki; her yıkım bir yeni yapılanmaya sebebiyet verir.

Dolayısıyla bu milletin birliği, beraberliği, birbirine olan hürmet ve saygısı, Ulu’l emre itaati gerçekten beni can-ı gönülden etkiledi. Zor durumda olanlara Rabbim bayramın nuruyla tecelli ederek doğrunun yanlıştan ayrılmasını nasip etsin. Amin.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...