İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

İSTİRHAMIM VAR, İYİ İNSAN OLUN DEMİŞ

YAYINLAMA:

Gepgenç kadın hunharca öldürülmüştü.

Ben öldüren öğrenciye belalar okudum, utanmaz katil, bir de hukukçu olacaksın, 4.sınıfa gelmişsin, tükenmez kalemin içini boşaltıp evde kopya hazırlıyorsun, sonra seni yakalayan hocanı gidip, hınç içinde öldürüyorsun.

Senin annen baban seni nasıl yetiştirdi derken, söylemediğini bırakmazken.

Cenazede Ceren'in kocası, Levent, tören sırasında çıktı ve konuştu..

"Benim genç arkadaşlardan bir istirhamım var. Belki benim haddime değil, ama iyi bir hukukçu, iyi bir doktor, iyi bir mühendis olacağınıza iyi insan olmaya gayret edin, iyi insan olun" diyor..

Söyledikleri karşısında kalakaldım, bu acı içindeki çaresiz adam, tertemiz yüzlü bu adam, karısı fakültede çalışma odasında, öğrencisi tarafından, önce bıçaklanmış sonra silahla ateş edilerek öldürülmüştü.

Ve bu genç adam, 28 yaşındaydı ve farkına varmıştı, ülkede iyi insan, merhametli insanların ne kadar azaldığını, esas sorunun bu olduğunun altını çiziyordu.

Yeni yuva kurmuşlar, başlarına gelen olaya bakın ve adamın dediklerine bakın, "belki benim haddime değil ama" diye başlayan cümlelerine, iyi insan olma haline bakın.

Sonra iyi insan olmaya çalışan ben, olayın detaylarını, iyi insan olarak okumaya başlıyorum.

Bir insanın bir insanı öldürmeye asla hiç hakkı yoktur, olamaz, sen ne münasebetle bir yuvayı, bir aileyi böylesine yok ettin ve kedere gömdün.

Öğrenci 4. sınıfta, yani bu sene mezun olacak ve hukukçu olacak. Hoca derste kopya çekerken yakalıyor, tutanak tutuyor ve dersten çıkarıyor. 2016 yılında Ceren yine bu öğrenciyi kopya çekerken yine yakalıyor ve dersten çıkarıyor.

Öğrenci önceden planladığı bu cinayeti işlemeden önce, evde odasında mektup bırakıyor.

Ve tüm detayları biz oradan öğreniyoruz.

"Hocam bana mobing uyguluyor, bana kafayı takmış, ben iyi bir sporcuyum, okulun yüzme branşında başarılıyım, derslerim de aynı başarıyı gösteremedim.. Bir başka okulda yarışa gittim, baktım hoca oraya gelmiş, tribünde oturmuş, gözünü dikmiş, beni izliyor.

Kitap 500 sayfa, dersler çok ağır, söyleyin bana öğrenci olup kopya çekemeyen var mıdır.. Ben intihar edeceğim ve bunun sorumlusu hoca Ceren Damar'dır".. diye yazıyor.

Şimdi iyi insan olma gayreti ile okuyorum, okuyorum bu katile bir mazeret bulamıyorum.

Bu öğrencinin babası polis, bilirimki polis ailelerin çocuklarını okuturken ekonomik olarak sıkıntıları çoktur.

Evde çok fedakarlıklar yaparak, hukuk fakültesinde bir çocuk okutmak zordur anlarım, çocuğa yansıyan tarafı vardır, ama beylik tabancayı evde bırakmak neden?

Anne sen oğlunun mektubunu olay bittikten sonra mı gördün, okudun, oğlunun psikolojisi katil olacak kadar bozuk ise, anlamadın mı neden.

Nedenleri soruyorum, anlamaya çalışıyorum, Ceren’in ailesi yangında, Ceren'in eşi Levent yangında, ya bu katilin anası babası ne halde, kim çocuğunun katil olmasını ister karmaşası içinde düşünüp duruyorum.

Bu aile de darmadağın oldu.

İyi insan olmam, bir katili anlamaya, genç bir çocuğu anlamaya yetmiyor.

Allah senin belanın versin cümlesinde kalakalıyorum.

Dünyanın, en şefkatli iyi kalpli eşi, Levent, senin başın sağ olsun.

Funda'nın aklındakiler..

... İstanbul'un en pahalı alışveriş merkezindeyiz, alışveriş yapmıyoruz, havada çok soğuk, öylesine dolaşıyoruz... Bir restoranda oturuyoruz, yan masada yanında çocuğu olan genç bir anne var. Masanın sağı solu paket dolu, belli ki oğlanın istediği her şeyi almışlar… Oğlan ne isterse, annesi sipariş veriyor. Ve oğluna devamlı anlatıyor, o öyle annem, bu böyle annem. Bu arada çocuk sipariş gelen hiçbir şeyden memnun değil, suratı ekşi, masadakileri itekleyip duruyor, annecim buradan nereye gideceğiz diye soruyor.

Yahu anneler her hafta sonu önce sinema, sonra alışveriş sonra yemek, sonra sırası ile doğum günleri gezmelerine, böyle art arda program mı yapılır.

Biraz susun, çocuğun kafası mıncık mıncık, bak istediği her şeyi almışsın, istediği yemekleri söylüyorsun. Ama, oğlunun hala canı sıkkın, hala mutsuz.

Biraz evde oturun ve çocuklarınızın canı sıkılsın, canı sıkılmayı öğrensinler..

... Her yeni yılda yapılacaklar, edilecekler listesi yapılır. Güzel de bir şeydir.

Yeni yılın heyecanını duyduğun, eline kağıdı kalemi aldığın yazdığın bir listedir.

Benim listem şöyle...

... Sağlığıma iyi bakacağım, sahip olduğum her şeye günde on defa şükredeceğim.

... Bana nasılsın demeden video yollayan, herkesi telefonumdan sileceğim.

... Hatır sorduğum, bilgi verdiğim bir konuda, emoji ile cevap verenleri telefonumdan sileceğim.

... Maksimum 6 ay, her hafta kahve içelim, görüşelim diye yazıştığım insanları, telefonumdan sileceğim.

... Hiç kimseye telefon bilgisi vermeyeceğim.

... Yardım etmeyen insanlarla görüşmeyeceğim.

… Sadece merhametli insanlarla görüşeceğim.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...