ARTIK BENİ SEVMİYOR

Funda ÖZKALYONCU
Neden beni "artık sevmiyor"?

Levent'te karşılaşıyoruz.

Merhaba, nasılsın sorusundan sonra, iyi değilim diyor.

Neden, neyin var diyorum.

En son bir adama aşık olup, gözünün hiç kimseleri görmediği bir döneme girip, bütün arkadaşları ile görüşmeyi kestiği yerde kalmışım ben.

Benim de çok ilginç huyum vardır, birisi, yakın ya da uzak mesafede görüşmeye hangi nedenle "o" ara verdiyse, ben tam orada, o mesafede kalırım ve sıfırlanırım. 

İlişki mesafesinde sıfır Funda.

Acıtmaz beni.

Zamanla yanıla, üzüle, toslaya toslaya hafızam, duygularım, bağlılığım, beni koruma alanı içine aldı.

Yanı bünyem kendi "sit" alanını korumasını yarattı.

Üzülme Fundam, insanoğlu, insanınkızı çok tuhaflaştı, giden gitsin, sağlam bir şey kalmadı, herkes ve ilişkiler pamuk ipliğinde dolaşıyor dedi.

Sit alanımı severim.

O gün, bugün gidene hiç yanmam, üzülmem.

Anam babam ölmüş, kurban olduğum ela gözlü Meliha'm, mavi gözlü aslanım canım Ahmet'im ölmüş.. Hayatta bundan daha büyük kaybım ne olabilir ki.

Sen gitsen ne olur, o gitse ne olur, kalan sağlar bizimdir.

Neyse.

Kadın biraz oturalım mı, diyor tamam oturalım diyorum, ilişki mesafe aldığı için, gözlerinde ki hüznü görmemişim, yani fark etmemişim.

Sıfırım ya.

Oturur oturmaz, "artk beni sevmiyor"diyor.

Anlıyorum o adamdan bahsediyor, sen seviyor musun diyorum, evet hala çok seviyorum ama o "artık beni sevmiyor" diyor.

Artık beni sevmiyor da kalmış, kilitlenmiş.

Anlatmaya başladı.

Deli gibi seviyorduk birbirimizi tam 7 senedir bekliyorum onu ne evlilik ne bir çocuk verdi bana.

Öteki yarımdı benim, ben de onun, beraber aynı evi paylaştık, gezdik dolaştık, uzak diyarlara gittik, sarılıp uyuduk, anılar topladık, fotoğraflar biriktirdik.

Şimdi çok değişti, diye devam ediyor.

Gözlerinde eski ışığı göremiyorum, bana bakarken başka ufuklara dalıyor, bana sarılmalarında bir tuhaflık var, aslında sarılmıyor bile.

Hissettiklerimde, amansız acı var, ağlıyorum, gözyaşlarımı görmesin diye saklıyorum, diye anlatıyor, başlıyor ağlamaya.

Çözümü ne bilmiyorum, o yavaş yavaş gidiyor, sinsice uzuyor diyor.

Ona sarılıyorum ama bana karşı kayıtsız, aynı kişiyim ben, aynı vurulduğu kadınım diyor, içini çeke çeke, başlıyor ağlamaya.

Neden beni "artık sevmiyor"?

Arkadaşıma değil de sanki ayrılıklara dair konuşurmuş gibi, makale yazarmış gibi, hissettiklerimi söylüyorum.

Diyorum ki,

Sen aynı kişisin, ama o aynı kişi değil.

Saklanma ağla, ilişkiyi tüketinceye kadar ağla.

Bilirim, içinde, bir orkestra en ince perdeden "artık beni sevmiyor" müziği çalar.

Bilirim, bitmeyen kıyılar boyu koşmak istersin ve koşarak bu düşünceden kurtulacağını sanırsın.

Bilirim, içine çaktığın "SEN"li çivileri, tek tek nasıl sökeceğim diye düşünürsün. 

Bilirim, sana gelirken aldığım "YOLLARI" nasıl geri döneceğim, yangınına düşersin.

Ama bildiğin hiçbir kural işlemez.

Zaman, "BEN"li çivileri çakma zamanına dönüşür.

İçine kemiren düşüncelerle bakmışsın zaman geçmiş.

Ve "zaman" her şeyin en iyi ilacı, en iyi onu anlarsın.

Ve bir de, eski arkadaşlıklar çok önemlidir, "sen"li çiviler çakarken arkadaş çivilerini sökmeye, kimseyi kaybetmeye değmez anlarsın.

Ve artık sen yorgun bir kadınsın.

Funda'nın aklındakiler…

... Reymen yeni şarkı ve klibini youtube’a koymuş, şarkının adı Ela.

Ben şarkıyı çok sevdim, klibi karmakarışık ve havuz kenarı parti hali klipleri sevmediğim için beğenmedim.  

Adam yine milyonlarca tıklanmış.

Kelebek köşe yazarı, Onur yazmış.

"Kendisi ve fanatiklerinin sabah akşam bilgisayar başına geçip, tıklanma oranına kilitlendiği Reynmengillerin 'herşey tıkırında dünyasına" inat, Türkçe müzikte şahane işler oluyor diyor.

Asıl ve temiz diyor.

Ve örnekler veriyor.

Ne güzel. 

Ama birine iyi ve güzel derken, hatta tuhaf tanımla asil derken, diğerini gömmek gerekmez ki.

Ben genç biri değilim, youtuber meraklısı hiç değilim, ama bu adamın ilk şarkısı, ikinci şarkısı ve bu şarkısını çok sevdim. 

Bak Reymen size cevap veriyor.

Bilmediğiniz "bi" şey var, orası "bi"rinin yeri değil, beni yok edemezsiniz. Beni ve birilerini indirmek için, köşeleriniz, yazdıklarınız, hatta televizyonunuz yetmez.

Hakkımda iyi ya da kötü konuşan herkese teşekkür eder, kendi başarılarımın devamını dilerim diyor.

Kapak gibi cevap.

Bu arada, Onur, sanki senin dünyanda her şey tıkırında değil, senelerdir, köşende yazarsın diye, her yeri bedava gezip, parasız yiyip içip gezersin.

Her şey tıkırında dünyaymış.

... FaceApp yaşlanma uygulaması ile 10 sene sonra ne olacağız, böyle bir akım başlamış.

Aklınıza gelen gelmeyen, kim varsa, bu akıma uyup, kendini bu uygulama ile yaşlandığı o fotoğrafları paylaşmışlar.

Cem Yılmaz, yaşlanmalara doyamamış, kaç tane fotoğraf paylaşmış.

İnsanın kendi yaşlı hali güzeldir, bu aplikasyon ile hiç olmamış, garip, tuhaf ve çok çirkin fotoğraflar çıkmış.

Alay eder gibi.

Hepsi yorgun şebek gibi.

Yaşlanan herkes bin beter oluyormuş gibi.

Hepinize oh olsun.

Yüzünüzü kopyalamışlar ve artık teknolojik her şey yüz okuma ile yapılacağı için yandınız.

Banka hesaplarınız.

Hatta başkasının işlediği suçun sizin üzerinizde kalma durumu olabilir.

Tuzu kurular dünyası merhaba.