İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Kayyumun ardında ne var?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının gece yarısı operasyonu ile görevden alınması ve yerlerine valilerin kayyum olarak atanması ne anlama geliyor?
Sorunun yanıtını vermeden önce iki önemli gelişmeyi iyi okumak gerekiyor.
Bir; Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyine yapacağı askeri operasyon ihtimaline karşılık, ABD tarafından önerilen "Ortak Harekat Merkezi" ile ortaya çıkan üç maddelik anlaşma metni. O metinde; "Türkiye'nin güvenlik endişelerinin giderilmesi için alınacak ilk tedbirlerin hızla uygulanması, güvenli bölgenin tesisinin birlikte koordine edilmesi ve yönetilmesi amacıyla Türkiye'de ortak operasyon merkezinin mümkün olan en kısa sürede kurulması ve güvenli bölgenin bir barış koridoru olması ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine dönebilmeleri için her çabanın gösterileceği..." ifadeleri yer almıştı. Aynı zamanda Türkiye'nin, Suriye sınır ötesinde 30 km'den fazla derinlikte operasyon talebine, ABD'nin 15 km derinliğe kadar inilmesine müsaade edebileceği gündeme düşmüştü.
****
İki, 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde Abdullah Öcalan’ın, avukatlarıyla görüşmesine izin verilmesi ve mektubunun kamuoyuna duyurulması… Öcalan’ın, HDP'ye tarafsızlık çağrısı yaptığı ve seçimlerde oy kullanmamalarını istediği şeklinde kamuoyuna yansımıştı. O zaman da yazmış ve konuşmuştum, “Mektubun, HDP'ye 3. yol çizginizi devam ettirin mesajı içerdiğini; oy kullanmamayı, seçimleri protesto etmeyi talep etmediğini" üzerine basarak ifade etmiştim. 
Öcalan'ın mektubu, Suriye'nin Kuzeyi ile ilgiliydi ve mesaj SDG; doğal olarak YPG ve PYD’ye verilmişti. Tabi ki, devlete de... 
Yani Eylül ayından itibaren, Suriye Kürtlerinin siyasi temsilcileri ile öyle ya da böyle bir görüşme başlayacaktı. Yani 3. çözüm süreci...
****
Tam da burada, Pazartesi günü sabaha doğru üç büyükşehir belediye başkanının görevden alınması; yerlerine kayyum atanması, millet iradesine bir müdahale idi. Ancak Eylül'de başlaması (ki, ABD ile kurulan ortak harekat merkezinin, bunun somut adımı olduğunu düşünüyorum) gereken görüşmeler öncesinde topluma mesaj da veriliyordu.
PKK ve terör ile mücadelemiz kararlılıkla devam edecek mesajı verilirken, görüşme adımları atılacaktı. Aslında bu adımlar çoktan da atılmıştı. Bunun en somut kanıtı, yukarıda belirttiğim gibi Öcalan ile görüşmelerin yeniden başlamasıydı. 
İkinci mesaj ise; devlet içersinde, çözüm sürecinin başlatılmasına karşı olan bir kesim, çift taraflı bir hamle yapıyordu. Yeni çözüm sürecine destek gibi gözükse de aslında engel olmaya yönelik somut bir adım atılıyordu.
Devlet içersindeki çatışmanın bir yansıması olarak da okumak gerekiyor, görevden almaları...
****
Son olarak, görevden almalarla ilgili PKK'nın tavrını tahmin etmek güç değil. Açık seçik ifade edelim, PKK'nın, görevden almalardan rahatsız olacağını sanmıyorum. Hatta aksine sevindiklerini bile düşünüyorum. PKK tarafından yapılacak açıklamaların, sadece Kürt kamuoyuna yönelik rahatsız oldukları mesajını verirken, diğer yandan ellerini ovuşturduklarını düşünüyorum. 
Terörü bir yöntem olarak kullanan PKK gibi silahlı hareketler, yasal siyaset yollarına yönelik tıkanmalarda, insanların yasal siyasetten umutlarını kesmelerinin, kendilerine güç kazandıracağını bilirler. Dünyanın her yerinde yasal siyasetin koşulları büyüdüğünde, silahlı hareketler küçülür. Yasal siyaset yolları tıkandığında ise şiddeti yöntem olarak kullanan siyasi hareketlerin tabanları genişler ve güçlerinin zirvelerine çıkarlar.
****
 İçişleri Bakanlığı'nın gece yarısı yayınladığı demokrasi darbesi olarak okunacak olan HDP'li üç büyükşehir belediye başkanının görevden alınması demokrasi, özgürlükler ve hukuk açısından doğru değildir. Ahlaki de değildir. Haklarında bir mahkeme kararı bulunmayan, hüküm giymemiş herkes suçsuzdur. "Haklarında terörden dolayı soruşturma var" diyerek görevden alınanlara, seçimlere katılma hakkı vereceksiniz; mazbatasını vereceksiniz; sonrada görevden alacaksınız… Bu kabul edilemez. Yapılan yanlıştır ve er geç bu yanlışlıktan dönülmelidir.

Son söz: YSK hakimlerden oluşmuş bir hukuk kurumudur. Bir gece yarısı operasyonuyla görevden alınan üç başkana YSK; seçime girebilir dedi, kazandılar mazbatasıni verdi. İçişleri Bakanlığı ve görevden almaları onaylayanlar atanmışlardan oluşuyor. İktidar, bir hukuki karar değil siyasi karar verdi millet iradesine darbe yaptı.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...