İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

RAMAZAN GÜNÜ KUZU ÇEVİRMEK

YAYINLAMA:

Kapitalizm monopolleşme teorisidir. Schumpeter’e göre monopolleşmesinin zirvesindeyken sonuna gelmiş olacaktır. Peki monopolleşmeden neyi anlamalıyız? Cevap şirketlerin monopolleşmesi yani tekelleşmesi gibi görünse de gerçekte monopolleşmesi umulan yahut mümkün kılınan servettir. Yani servetin tek bir elde veya bir kartelde toplanması öngörülmektedir.

Bunu mümkün kılan mekanizma ise faizdir. Liberal dünya faize bu nedenle önem vermektedir. Verdiği önemle faizi vazgeçilmez bir özne olarak kabul ettirilmiştir. Kabul edenlerin neyi kabul ettiklerini anlayamıyor olmaları ise sistemin temel kaldıracı olmuştur. Araştırmalar toplumun faiz almayı olumsuzladığı vermeyi ise daha kabul edilebilir olduğunu gösteriyor. Keza faizin kendisi değil oranı ile ilgili bir tartışma olduğu da açık. Faiz ödemek sermayeyi monopolleştirmektir ve bu durum gelir dağılımının bozulması anlamına gelmektedir. İktisadi eylem olarak faizin sonucu budur. Bu devranın böyle dönmesi halinde gelecekte insanların tapınacak efendiler arayacağı bir sonuçtan bahsediyoruz.

Peki bu eylemin dini kabulünün bulunmayışı ne anlam ihtiva ediyor olabilir. Yani fiilin dini sonucu nedir? Haşr Suresi 7. Ayette geçen “O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) haline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir)” ifadesi zekat ile ilişkilendirilmektedir. Bu ayet, zekatın amel (ibadet) olarak veya sosyal eylem olarak ortaya konduğu diğer ayetlerden farklı olarak zekatın makro iktisadi fonksiyonuna işaret etmektedir. Buradan anlaşıldığına göre zekatın iktisadi fonksiyonu servetin tekelleşmesinin önüne geçmektir. Karun’un helakının zekatı reddi ile ilişkilendirilmesi de bu anlamda bir karine olarak ele alınabilir.

Bu perspektiften yorumlandığında faiz almanın yahut vermenin zekatın zıttı olan bir eylem biçimi ortaya çıkardığı değerlendirilebilir. Dinin faize karşı aldığı tavır bu bakımdan anlamlıdır. Zira faiz yasağı tam tersinde zekatın farzı önemindedir. Zekat İslam’ın beş farzından biri iken faiz, elbette Allah’a ve Resulüne savaş açmaktır. Zekatın zıddının arz ettiği soyutluğu aşmak üzere Ramazan günü kuzu çevirmek metaforu yeterlidir.

Toplum düzeninin ve gelir dağılımının (son yüzyıllık veriler incelendiğinde faiz lehine bozulmaktadır) fesada uğratılmasının dini kabulü mümkün değildir. İnsan doğası faizi daha fazla sindiremeyecektir. Bunun bir sonu olduğu ve hukuki yasağın banka ve faiz içeren sermaye piyasası araçlarını da kapsayacak şekilde aslına rücu edeceği muhakkaktır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...