İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AZINLIK SOSYOLOJİSİ VE PARÇALANMIŞ SÜREÇLER

YAYINLAMA:

Kovid 19 ile toplum günlük (haftalık, aylık, yıllık dahi) alışkanlıkları veya aşinalıkları terk etmek durumunda kaldı. Bu alışkanlık ya da aşinalıkların birçoğu hatta dönüşsüz olarak geride kaldı. Bu nedenle de “hiçbir şey” eskisi gibi olmayacak, olamayacak. Çünkü bir biçimde gönüllü sayılabilecek bir vazgeçişle terk edilecek eski normal. Eski normali sürdürmek isteyecek olanlar içinse ortaya bir azınlık sosyolojisinin ortaya çıkacağını düşünüyorum.

Eski normale tutunmakta ısrar edenler birçok farklı azınlığın parçası olarak bulacak kendilerini. Mutlulukları ile güvenlikleri arasında bir tercih yapmak durumunda kalan azınlıkların kesişim kümeleri bulunacak olsa da bunların büyük oranda ana kitlenin dışında kalacaklarını söyleyebilirim. İşte tam da bu öngörünün iktisadi sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.

Önce bu çıkarsamalara ulaştığım tecrübemi kısaca ifade etmek isterim. Bu çıkarsamaların bayram günlerinde gündeme getirilmesini de böylece anlamlandırmak isterim. Bu vesile ile Müslümanların kutlu ve mübarek Ramazan Bayramı’nı samimi duygularla tebrik ederim. Hadise şöyledir efendim; ABD’de tahsil yaptığım dönemde Cuma namazlarını üniversitenin çeşitli şapellerinde ya da kampüsün merkez kilisesinde kılardık. Kilise de Cumaları Müslüman öğrencilere göre hazırlıklarını yapardı. Hatta kilisenin başrahibine tek ziyaretçilerinin Müslümanlar olduğunu buna bir vefa olarak kuleden ezan okumak istediğimizi ilettiğimiz de memnuniyetle kabul etmişlerdi. Sanırım bu tecrübe de okul tarihine geçmiştir. Fakat bayram namazı için bölgedeki tüm Müslümanları bir araya getirecek bir çözüm gerektiğinden 60 mil içindeki tek camiye gitmeyi kararlaştırmıştık. Asıl üzerinde durmak istediğim kısım da budur. O yılki Ramazan Bayramı’nın namazı için camiye vardığımızda cemaati namaz kılarken görünce onca yolculuğa rağmen namazı kaçırdığımızı düşünmüştük. Sonradan anladık ki birinci grup namazı çoktan eda etmiş de namazda olan ikinci grup imiş. Biz üçüncü grupla beraber bayram namazını kılabilmiştik. Sanırım bizden sonra en az iki grup daha bayram namazını aynı camide eda etmiş olmalı. Bu tecrübe Türkiye’de daha önce hiç karşılaşmadığımdan şaşkınlık ve sevinç vermiş aynı zamanda süreç yönetimi açısından benim için çok değerli bir bakış açısı getirmişti. Aslında toplumların çeşitli durumlarda ortaya koyduğu pratikler dünyayı her biçimde yönetilebilir kılmaya yetecek bir bakış açısı sağlamak için dikkatle incelenmeye değer.

Kovid-19 sonrası dönemde ekonomi içerisinde süreçlerin parçalara ayrılması ve yığılmaları bir biçimde yönetme alışkanlığı kazanması gerekecek diye düşünüyorum. Türkiye ekonomisinde milyarlarca süreç tanımlanmış durumda. Her meslek ve ticarethane süreçlerini nasıl parçalayabileceğiyle ilgili kendi tecrübesini ortaya koymak durumunda. Bu nasıl yapılırın detayları da her işletmenin kendi özelinde incelenmeli. Fakat ekonomi açısından açıkça görülen şu ki parçalı süreçlerin maliyetleri artırıcı bir etkisi olacaktır. Belki birçok ürün veya hizmetin fiyatı üzerindeki en etken belirleyici parçalı süreç maliyetleri olacaktır denebilir. Sonuç ortaya enflasyonist bir ortam çıkaracaktır. Bu enflasyonist etki tek defalık bir güçlü dalga atımı biçiminde görülebileceği gibi sezonluk ürün ve hizmetler etkisiyle birkaç çeyreğe de yayılabilir. Otomasyonlu süreçlere fiyat rekabetinde avantaj sağlayacak ortamın istihdamdan sosyal transferlere yepyeni politika söylemleri geliştirmesi gerekecektir.

(Azınlık ve Müslümanlık bir araya gelen olgular olarak değerlendirilmemiş fakat tecrübenin kendi dinamiği böyle ortaya çıkmıştır.)

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...