DOZ DOZ…
Sonbahar kapıda… Havaların soğumaya başlaması ise akıllara tek soruyu getiriyor. “Kapanmalar tekrar başlayacak mı?” Hal böyle olunca aşı, her geçen gün daha da büyük önem kazanıyor. Türkiye’de aşılama çalışmaları devam ederken, son verilere göre 84 milyon 600 binden fazla kişi aşısını yaptırmış. 1. doz aşı uygulanan kişi 44 milyonu geçerken, 34 milyondan fazla kişide 2. doz aşısını yaptırmış. Sağlık Bakanlığı aşıyla ilgili yine, yeni kararlar almış. Bu karalara göre; aşı yaşı 15’e kadar inmiş. Hatta kronik rahatsızlığı bulunan 12 yaş ve üstü çocuklara da aşı olma hakkı tanımlanmış. Ayrıca 2 doz Sinovac aşısı üzerine 1 doz BioNTech yaptıranlara, 4. doz BioNTech hakkı “tercihen” verilmiş. Yani istemeyen 4. doz BioNTech aşısını olmayabilir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı aşı sonrasındaki süreyle ilgili de önemli bir uyarıda bulunmuş. Aşı yaptıranlar; yaptırdığı sağlık merkezinden, yarım saat geçmeden ayrılmasın diye uyarmış.Sabrımızı sınayan 2 yıl geçirdik. Umarım gereken önemler ve aşı ile bu kötü günleri geride bırakacağımız güzel günler yakındır.
Gönlüme göre
Bergen’in hayatını biraz olsun bilince, filmini de merakla bekliyor insan. Korona sebebi ile filmin çekimleri bir türlü başlayamadı. Serenay Sarıkaya da bir yılı aşkın süredir, çekimlerin başlamasını bekledi. Ve sonunda dayanamayıp rolünden vazgeçtiğini açıkladı. Hoş; ben ilk günden beri “Serenay’dan, Bergen olmaz!” diyenlerdendim. Yazmıştım da... Ne diyebilirim ki Allah kalbime göre verdi. Oyunculuğunu çok kişi beğense de maalesef ben o çoğunlukla hemfikir değilim. Esasen oyunculuğu bi tarafa, Serenay’ı Bergen olarak hayal dahi edemedim. Tekrar ertelenmezse çekimleri önümüzdeki ay başlayacak olan film için yeni Bergen arayışlarına hemen girildi. İsimler arasında Demet Evgar dedikoduları dolaşıyorken, Farah Zeynep Abdullah sosyal medya hesabından “Bergen benim!” dedi. Tabiri caizse, Farah rolüne cuk diye oturdu. Sizce Farah Zeynep Abdullah’tan acıların kadını olur mu?
Kadın projelendirdi – 3
Proje ilişkilerde bu hafta, ‘’ev-lee-neee-ceeemm’’ grubundaki kadınları anlatacağım. Bu kadınların “olmazsa olmaz” listesindeki ilk 5 şöyle… Birinci sırada tabi ki para var. Ama öyle uç zenginlikler aramıyorlar. Kendilerinin çalışmak zorunda olmamaları, onlar için yeterli. İkinci aranan özellik ise adayın bekar olması. Boşanmış, 4 - 5 çocuklu bir dul bile olabilir. Fakat evli olmaz! İşin sonunda adamın boşanmama riskini göze alan kişi sayısı azdır. İşin aslı astarı; bu kadınlar avında kayda değer başka özellikler aramazlar. Adamın yaşının, görüntüsünün, zevklerinin, eğitiminin önemi yoktur. Bu gruptaki kadınlar; potansiyel avı üstünde çok daha sabırla, çok daha stratejik ve planlı çalışırlar. Büyük emek ve özveride bulunurlar. Vazgeçilmez bir alışkanlık oldukları noktaya kadar her zorluğa göğüs gerer, beklerler. O güne kadar hamile kalamazlarsa, yol ayrımı kozunu oynarlar. “Evlen ya da git!” Çoğu adam bu blöfe düşmeyeceğini düşünür. Ama ağlarını doğru örmüş, kartlarını doğru oynamış bir kadına “Git!” diyen adamı ben henüz görmedim.
