ÜRKÜYORUM!
12 yıl sonra, Bihter ve Behlül’ü Netflix tekrar bir araya getirdi. Filmin yapımcısı OGM, yani Onur Güvenatam. Yönetmen koltuğunda, Gönenç Uyanık oturuyor. Senaristi ise Nuran Evren Şit… 40 yıllık Bihter “Serin” Behlül de “Mehmet” olmuş. Yıllardır kavuşsunlar diye beklediğimiz ikilinin, filminden bildiklerimiz bu kadaaar. Gizem, merak uyandırmak iyi hoş da… Bu kadarı da ne bileyim yani… Filmin konusunu biraz araştırdım hiç bi bilgi yok. Kulaktan dolma bilgilerle “aşk hikayesi” yazanlar olmuş… Aşk da ne çeşit bi aşk bu? Aşksız film mi var? Yayın tarihi yok. Hatta daha komiğini yazayım. Filmin adı yok! Bugüne kadar biri çıkıp, filmin ismi “ŞU!” dememiş. Bir rivayete göre adı “Last Call For Istanbul” yani “İstanbul İçin Son Çağrı” olacakmış. Şükür ki; Netflix sosyal medya hesabından, setten fotoğraf paylaştı da... Filmin bir şehir efsanesi olmadığına inandım. İnandım, inanmasına da… İşin aslı astarı; Kıvanç’tan gram şüphem yok ama Beren Saat’ten ürküyorum. Atiye’deki berbat oyunculuk performansı ile bu işi de mahvedebilir. İşte o zaman 12 yıllık Bihter saltanatını da biter.
Anamız
Madem filmlerden başladık, dizilerden devam edelim. Zaten geçen haftada yazamadığım için, içimde kalmıştı. Seyretmekten en keyif aldığım diziler, filmler fantastik yapımlar. Lost, Outlander, Dark, Black Miror… Avatar, Lord of the Rings, Hobbit ve hatta Harry Potter serisi… Hele o Game of the Thrones final yaptığı gün… Aylarca kabul edemedim, tüm sezonları oturup tekrar izlemiştim. Benim gibi bu boşluluğu uzun zamandır dolduramayanlar… Gözümüz aydın! “House of the Dragon” başladı. Artık ejderhalarımızın yeni bir anası var. O da bir Targaryen… Rhaenyra Targaryen rolünü Emma D’arcy canlandırıyor. Pek bilindik bir isim değil ama oldukça yetenekli. Yakın ve fesat çevresi onun için “Yetenekli, fakat sorunlu bir kadın!” demiş. Sorunlu mu bilemem… Ama zevksiz olduğu kesin, neydi o galaya giydiği kıyafet. Ammaann neyse ne… Kadın güzel, yetenekli… Ve “O” artık bizim ejderhaların yeni anası. Kimseye laf ettirmem!
Kabul et!
Başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerde sayısı her geçen gün artan, yeni bir türün istilası ile karşı karşıyayız. Bu türü, türdaşlarından ayırmak çok zor. İlk bakışta normal, hatta ilgi çekici görünürler. Zeki, hoş sohbet, duyarlı ve kibardır. Genelde aynı yerlere gitmeyi severler. Yedikleri, içtikleri nadiren değişir. Ortamda tanınmayı, bilinmeyi severler. Ellinde kocaman purolarıyla… Güneş gözlüklerinin ardından, kimi kestiğini anlayamazsınız. 38-51 yaş arası bu tür, genelde takım elbiseyi tercih ederler. Yazın şehirde kalmayı sevmez. Yurt dışı festivallerini, Burning Manleri filan kaçırmazlar. Çünkü bi orada makyaj yapıp, istediğini gibi giyinip, her türlü çılgınlığı yapabilirler. Bu tür; ne olduğunu bilmez, bildiğini de kabul etmez… Ve hayatına aldığı bir dolu kadının dengesiyle oynar. ski ama yeni yeni kavradığımız bu türe dikkat!
