İLK DEĞİL!
İran'da başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle, ahlak polisi tarafından darp edilip, komaya giren kadın üç gün sonra hayatını kaybetti. Ama bu defa, sessiz sedasız gömülmedi. Mahsa Amini için dünya ayağa kalktı. Tepkiler sosyal medyadan, sokaklara taştı. İran sokaklarında günlerdir protestolar devam ediyor. İran’da kadınlar öfkeli! İran’da kadınlar saçlarını kesiyor! İran’da kadınlar başörtülerini yakıyor! İran’da kadınlar sokaklarda “Özgürlük!” bağırıyor! Ve bu kez yalnız değiller. Sayısız erkek de onlarla beraber sloganlar atıp, yürüyor. 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü, dünyada da büyük yankı uyandırdı. Türkiye ve birçok ülke de tepkiler çığ gibi büyüyor. Ve korkarım, bu iş öyle hemen bitecek gibi de görünmüyor. Her şey Mahsa’nın ölümüyle başlamış gibi görünse de… İşin aslı astarı öyle değil! İran kadınları uzun zamandır katı muhafazakar yasaların kaldırılmasını istiyor. Bu yasayı istemeyen erkeklerin sayısı da her geçen gün artıyor. Yasa için geçtiğimiz yıllarda da protestolar yapıldı. Yapılan protestolarda, bine yakın kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Mahsa Amini, ilk değil. Tez vakit bir şeyler değişmezse, son da olmayacak!
Şanslı sezon…
Ramy’nin 3. sezonu 30 Eylül’de başlıyor. Dizi, ilk sezonunda Altın Küre aldı. 2. sezon, 3 dalda Emmy’e aday oldu. Kaliteli ve başarılı bir yapım olmasına rağmen, gereken popülerliğe bir türlü ulaşamadı. Fakat işler değişiyor! 3. sezonunda Ramy’i duymayan, izlemeyen kalmayacak. Dizinin kadrosuna, Bella Hadid giriyor! Bella; sadece güzel değil, zeki de bir kadın. İlk oyunculuk tecrübesinde, Ramy’i seçerek riskleri minimize etmiş. İçinde bir tutam kendini bulacağı dizede oynayacak olması, büyük şans. Komedyen Ramy Youssef, Bella gibi Müslüman ve Amerika’da yaşıyor. Ramy, dizide kendi hayat hikayesini anlatıyor. Mısır'dan Amerika'ya göçen bir ailenin çocuğu olarak yaşadıklarını yazıp, oynuyor. Müslüman inancı ile yetiştirilmiş Ramy, Amerika’daki modern yaşamına uyum sağlamsını… Sağlayamaması… Dışlanmalarını, ikilemlerini, sıkıntılarını, inkarlarını ve ilişkilerini tiye alarak anlatıyor. Bella da bu hikayede oynarken, yabancılık çekmeyecektir diye düşünüyorum.
Af etme!
Yaşam koçu, spritüel yaşam hocası, olumlamacılar her yerde. Bi de ezberlemişler aynı cümleyi, “Affet, yüklerinden kurtul!” Hmm oldu hocam başka? Öyle ağızdan “affettim!” dersin, o kolay… Dilin dediğine bakma sen, bak bakalım kalbim de affediyor mu? İyi niyetim su istimal edilecek… Param çalınacak… Bile isteye kırıp, döküp, canımı yakacaklar… Umudumu, emeğimi, vaktimi harcayacaklar… Kandırıp, aldatacaklar… Üstüne ödül gibi, bi de kalkıp ben mi affetcem? Sihirli değneğim, kanatlarım, başımda harem de yok ki… Nasıl olacakmış o iş? İntikamımı almadan… Ettiğim bedduaların, tuttuğunu görmeden… Elime, eteğime kapanılmadan… Durup dururken nasıl affedecekmişim? Valla kimse kusura bakmasın; bu havadan affetme işini zaten hiç sağlıklı bulmuyorum. Etrafınızda sizi her haltı yedikten sonra affeden biri varsa… Araştırın ailesini, Alzheimer genetikmiş. Ya da psikolojiktir rahatsızlığı, mitomani filan olabilir.
