Vira bismillah…
Yeni bir yolculuğa çıkıyoruz, hakkımızda hayırlısı diyerek, yazmanın ne kadar kıymetli olduğunu bilerek. Yaşadığımız coğrafya üzerinde hepimizin sorumluluğu olduğu hissiyatıyla, ekranlarda ve radyolarda yaptığımız paylaşımları bu mecraya da taşımak istedik. Medeniyet değerlerinin emanetini bir sorumluluk olarak bilen her bireyin, yaşadığı coğrafya üzerinde bir vebali vardır. Hızla değişen, dönüşen ve dijitalleşen dünyanın iletişim evreninde bizim de yeni sözler söylemek ve bu alanda eksik kalan ya da manipüle edilmeye çalışılan durumlarla ilgili bir pozisyon almak sorumluluğumuz var.
Özellikle son dönemlerde, geçmişte yaşadığı binlerce zorluğun üstesinden gelmiş, büyük başarılarla tarihini dünyaya kabul ettirmiş bu coğrafyanın insanları üzerinde bir umutsuzluk, karamsarlık ve “asla başaramazsınız” algısı ve baskısı var. Bu baskıya ve dayatmaya karşı bilmeliyiz ki; yeniliğe, gelişime ve iletişime açık, birbirimizi daha fazla anlama odaklı olduğumuz sürece her türlü zorluğun üstesinden gelmeye devam edeceğiz. Farklı görüşleri ve düşünceleri ile bu ülkenin her biri çok kıymetli, yeter ki aramızdaki gönül köprülerini asla yıkmayalım.
Söylenen her sözün, ifade edilen her fikrin ne kadar kıymetli olduğunu unutmamalıyız. Siyasi arenada uzatılan ellerin karşılık bulması tesadüf değil. Ülkemiz dışında şartların çok daha çetin ve zor olduğu bir süreçte, kenetlenme adına tam da doğru zamandayız. Sivil toplum kuruluşlarından siyasetçilere, medya mensuplarından toplumun her bir katmanına kadar, bu bilinçle hareket etme zamanı. Yarının şartları çok daha zor olacak gibi görünüyor, ancak bu büyük arenada tekrar söz sahibi olabilmenin şartı, bu zorlu süreçten çok daha güçlü çıkabilmektir. İletişim savaşları ile motivasyonumuzu, moralimizi bozmaya ve birlikteliğimizi yıkmaya çalışanlara karşı dayanışma gücümüzü artırma zamanı.
Söylenecek birkaç kelam varsa, muhabbetten, birlikten, beraberlikten ve dayanışmadan yana olmalıdır.
Muhabbetle kalın…
