İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yozlaştık!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Son zamanlarda birçok olaya hep birlikte şahitlik ediyoruz. Ama son yaşananlar gerçekten çok acı.

Bir yandan masumca yol kenarında ve meydanlarda yürüyen insanlara zarar verilmesi, bir yandan insanların vahşice katledilmesi, bir yandan küçücük bedenlerin ahlak dışı olaylara kurban edilmesi, bir yandan hayalleri çalınan insanların olması… Bu dramları insanlara yaşatanlar nasıl bu kadar vahşi olabiliyor. Anlam veremiyorum gerçekten.

Asıl beni korkutan bu vukuatların zamanla artmasıyla birlikte bu olaylara alışmamız ve unutmamız… Maalesef, bu alışma ve unutma işi bizde genel bir sorun. Ama bu yaşananlara alışamayız, alışmamalıyız. Her geçen gün aleyhimize işliyor. Bu yozlaşan topluluğu dikkate almazsak bizleri kapıda çok büyük tehlikeler bekliyor.

Eskiler hep der ya –Evladım bizim zamanımızda böyle değildi. Evet değildi. Çünkü bu kadar dijital değildik.

Dijital dünyanın hayatımıza girmesi ne kadar faydalı oldu? Veya faydalı mı? Bu arada tabii ki gelişen teknolojiye ayak uydurmalıyız, zamanı yakalamalıyız ama biz dijitalleşen dünyaya sadece istenilen ayarda ayak uyduramadık. Biz bazı şeyleri doğru anlatamadık. Çünkü doğru anlamadık. Belki de çocuklardan ziyade ebeveynlerden başlamalıydık. Burada suçlu aramıyorum. Niyetim farkındalık oluşturmak, uyanışa vesile olmak.

Bakın haberlerde ki olaylara, suçlara karışan bireylere, çoğu genç. Daha hayatının baharında 16-18-20 yaşlarında. En son hatırımda kalan bir annenin feryadı, -oğlum ben böyle olmasını ister miydim… Evet anacım istemezdin. Biliyoruz…

Ama tekrarlıyorum ebeveynlerden başlamamız lazım. Siz daha beşikte olan bir bebeğe sussun, ağlamasın diye telefon veya tablet verirseniz ve ne izlediğinin fikrine dahi sahip olmazsanız kusura bakmayın ama kontrol edilemeyen bir nesil yetiştirirsiniz. Ne acı ki beşikte başlayan bu yanlış yönelim yaş aldıkça daha da ilerliyor.

Yeni nesil için atomu parçalasın demiyoruz. Ahlaklı, nitelikli ve eğitimli bir birey olarak yetişsinler diyoruz. O yüzden yaşadığımız toplumsal olaylar hepimizi ilgilendiriyor. Sadece eğitim bilimcilere, sosyal bilimcilere iş düşmüyor. Kulaklarımızı kapatıp üç maymunu oynamanın, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demenin gerçekten bir anlamı yok. Her ebeveyn dolaylı olarak bu yaşadıklarımızdan sorumlu.

Öncelikle kendimizden ve kendi ailemizden başlamalıyız.

Son olarak asıl teknoloji ne biliyor musunuz; “Beyin”.

Ezcümle:

Eğitimin ilk ve en iyi merkezi evdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...