Bu veda hiç yakışmadı
Fenerbahçe formasını giyen her futbolcu, tarih sayfalarına bir iz bırakır.. Kimileri istatistikleriyle, kimileri karakteriyle, kimileri ise liderliğiyle gönüllerde taht kurar.. Edin Dzeko ve Dusan Tadic de bu üç özelliği bir arada taşıyan isimlerdi..
Bosna Hersek’in gururu Edin Dzeko, Fenerbahçe formasıyla 99 resmi maça çıkıp 46 gol ve 18 asistlik bir performansa imza attı.. Sırp yıldız Dusan Tadic ise sahadaki liderliği, tecrübesi ve oyunu okuma becerisiyle takımın beyni gibiydi.. Ancak bu iki değerli kaptana veda ederken sergilenen tutum, ne sarı-lacivertli camiaya ne de bu oyuncuların kariyerine yakıştı..
Bir kulüp büyüklüğünü sadece kazandığı kupalarla değil, vedalarıyla da gösterir.. Tesislerde, mutfaktan bozma bir köşede yapılan veda töreni, yıllarca anılarda kalacak bir burukluk yarattı.. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübe yakışmayan bir görüntüydü bu..
Tadic’in yaptığı açıklamalar ise oldukça olgundu.. “Son maçta oynamamak Dzeko ile aldığımız bir karardı.. Fenerbahçe'nin imajını zedelemek istemedik.. Herkes çok üzgün.. Güzel anıları korumak istedik.. Elbette stadyumda veda etmek isterdim ama şu anda atmosfer çok iyi değil.. Bu şekilde olması daha iyi” dedi..
Bu sözler, futbolcunun hem kulübe duyduğu saygıyı hem de içinde yaşadığı hayal kırıklığını özetliyor.. Profesyonelliğini son ana kadar koruyan bir kaptanın sözleri bunlar.. Ancak esas olan, kulübün de aynı olgunlukla bu ayrılığı yönetebilmesiydi..
Taraftarlar, sosyal medyada bu vedaya büyük tepki gösterdi.. Çünkü onlar da biliyor ki; büyük futbolcular büyük vedaları hak eder.. Tribünlerin önünde, binlerce taraftarın alkışlarıyla uğurlanmak onların en doğal hakkıydı..
Ne yazık ki Türk futbolu veda etmeyi bilmiyor.. Yıllar önce Alex de Souza’ya yapılan vefasızlık hâlâ hafızalarda tazeyken, şimdi de benzeri bir tavır Dzeko ve Tadic’e sergilendi..
Bu yalnızca bir veda değil, aynı zamanda bir karakter testidir.. Kulüpler oyuncularıyla nasıl vedalaştıklarına bakarak geleceğe yön verir.. Saygı gösterilmeyen bir geçmiş, ilham verici bir gelecek yaratamaz..
Fenerbahçe, bu vedayla önemli bir fırsatı kaçırdı.. Takımın kaptanlarını onurlandırmak yerine sessizce uğurlamayı tercih etti.. Oysa ki onların alnının teri, attıkları goller, verdikleri mücadele alkışı fazlasıyla hak ediyordu..
Vedalar da en az şampiyonluklar kadar hatırlanır.. Bu yüzden “önemli olan nasıl ayrıldığın” sözü bir kez daha anlam kazandı..
Ama ne yazık ki bu veda hiç şık olmadı..
Ve bu Fenerbahçe’ye hiç mi ama hiç yakışmadı..