İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Deprem: Unuttuğumuz Her Şey, Hatırlattığı Her Acı

YAYINLAMA:

Deprem… Sarsıntı bitince değil, hafızamızdan silinince daha büyük tehlikeye dönüşüyor. Türkiye, depremin coğrafi değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal bir gerçek olduğunu defalarca acı şekilde tecrübe etti. Ama ne yazık ki her felaketten sonra yaşadığımız şey, sadece bina yıkıntıları değil; bir toplumsal hafıza kaybı.

17 Ağustos 1999… 6 Şubat 2023… Bu tarihler, sadece birer doğal afetin tarihi değil; bir milletin sınandığı, ihmallerin ortaya saçıldığı ve “bir daha asla” denilmesine rağmen aynı hataların tekrarlandığı tarihlerdir.

Deprem, kader değil. Ama hazırlıksızlık, ihmal ve duyarsızlık birer tercihtir. Ve biz, çoğu zaman bu tercihlerle yüzleşmek yerine üstünü örtmeyi seçiyoruz.

Her büyük depremden sonra aynı refleksler:
    •    “Artık herkes dersini aldı.”
    •    “Yıkılan yerler zaten eskiydi.”
    •    “Yeni yönetmeliklerle bu bir daha olmaz.”

Bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmek demek, sadece mühendislik önlemleri almak değil; zihinsel bir dönüşüm yaşamak demektir. Deprem, bina değil, zihniyet testidir. Sadece kolonlar değil, sistemler de yıkılır eğer temeli sağlam değilse.

Bugün hâlâ milyonlarca insan riskli binalarda yaşıyor. Ve hepimiz biliyoruz ki bir sonraki büyük deprem, “olursa” değil, “ne zaman” sorusunun cevabını bekliyor. Ama biz hâlâ günlük gündemlerle, sosyal medya polemikleriyle meşgulüz.

Şunu unutmamalıyız: Deprem anlık bir felaket olabilir ama ona karşı alınmayan önlemler, yıllara yayılan bir ihanettir.

Son sözü doğa söylüyor, ama asıl kararı biz veriyoruz:
Hazırlıklı mı olacağız, yoksa bir sonraki felakette yine birbirimize “neden” mi diyeceğiz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...