İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Düğünler, Borçlar ve Gösteriş Yarışı

YAYINLAMA:

Eskiden düğünler bir yuva kurmanın sevinciydi. Şimdi bir “yarış” haline geldi. Kimin gelinliği daha gösterişli, kimin düğünü daha kalabalık, hangi salonda kim sahne aldı? Sanki evlilik değil, organizasyon sektörü konuşuluyor. Düğün artık iki insanın hayatını birleştirdiği özel bir gün olmaktan çıktı; taksitli, kredili bir “gösteri”ye dönüştü.

Genç çiftler evlenmeden önce borçlanıyor, aileler evlatlarına düğün yapabilmek için yıllarca biriktirdiğini bir gecede harcıyor. Kimse “bu kadar gerek var mı?” diye sormuyor. Çünkü çevrenin beklentisi, komşunun ne diyeceği, Instagram’a koyulacak kareler daha çok önemseniyor.

Düğün salonuna sığmayan düğünler, takı merasiminden canlı yayınlar, drone’la çekilmiş klipler, pasta kesme töreninde konfeti patlatan organizasyon ekipleri… Her şey var, ama çoğu zaman samimiyet yok.

İşin dramatik yanı şu: Bu lüksün bedeli, çoğu zaman yeni evli çiftlerin omzuna yük oluyor. Ev kuramadan kredi ödemeye başlıyorlar. Geleceğe borçla adım atmak, evliliğin değil, yükün başlangıcı oluyor.

Peki, neden bu gösteriş yarışı?

Çünkü toplumda “ayıp olur”, “güzel düğün yapmadı derler”, “kuzeninki öyleydi, bizimki geri kalmasın” gibi baskılar hâlâ çok etkili. Oysa unuttuğumuz bir şey var: Evlilik törenle değil, emekle yürür.

Düğün salonunda 3 saatlik şatafat değil, evin mutfağında yıllarca sürecek bir sabır önemlidir. Görkemli videolar değil, huzurlu bir ev atmosferidir asıl mesele. Ama biz gözümüzü dışarıya diktiğimizde içimizi ihmal etmeye başlıyoruz.

Gösterişin kimseye bir faydası yok. Ne evliliği daha sağlam kılıyor, ne mutluluğu artırıyor. Sadece cebimizi boşaltıyor, yorgunluk bırakıyor ve çoğu zaman beklentiyi yükseltiyor. Oysa sade, samimi, hesaplı bir düğünle de gayet güzel başlanabilir hayata.

Unutmayalım: Asıl önemli olan, düğünün nasıl olduğu değil, o evliliğin nasıl yürüdüğüdür.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...