“Naiflikten tehdide, CHP’nin iç çekişmeleri ve Türkiye’nin yükselen teknolojisi”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel “naif vefakâr ve diyalog yanlısı” kimliğiyle tanınırdı. Meclis’teki bir kavgada fenalaşan mevkidaşının başında saatlerce bekleyip hemşirelerden anbean bilgi alması onun bu yönünü pekiştiren bir anekdot olarak hafızalara kazınmıştı. Genel başkan olduktan sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la nezaket çerçevesinde diyalog kanallarını açması Türkiye’de siyasi gerilimi azaltacak bir umut ışığı olarak görülmüştü
Ancak süreç enfekte edildi. Kemal Kılıçdaroğlu taraftarlarının “Müzakere edilmez mücadele edilir” sloganlarıyla Özel’e karşı bayrak açması Ekrem İmamoğlu’nun ise kendisine alternatif bir marka çıkmasından rahatsız olması CHP’yi yeniden bir iç savaşın eşiğine getirdi. Özel’in son açıklaması ise herkesi şoke etti “Türkiye’yi Tahrir Meydanı’na çevirmekle” tehdit etmesi kabul edilebilir bir siyasi dil değil. Türk demokrasisi Mısır’la kıyaslanamayacağı gibi bu sözler akıllara “Sisi kim Mursi kim” sorusunu getiriyor.
***
Selçuk Bayraktar’dan teknoloji hamlesi: Teknofest
Diğer taraftan Selçuk Bayraktar genç girişimcilerin geliştirdiği açık kaynak temelli “Teknofest” sosyal platformunun beta sürümünü duyurdu. Bu platform Türkiye’nin hem güvenlik hem de sosyal alanlarda karşılaşacağı tehditlere karşı ön alıcı bir adım olarak yorumlanabilir. Savunma sanayiinde İHA’larla dünyaya meydan okuyan ekip şimdi de dijital dünyada yerli ve milli bir alternatif sunuyor.
Türkiye’nin uzun süredir ihtiyaç duyduğu bir sosyal medya platformunun yeşermesi bugün belki çok güçlü görünmeyebilir ancak yarının tehditlerine karşı stratejik bir yatırım. Bu hamle sadece bir sosyal ağ değil aynı zamanda veri güvenliği ve dijital bağımsızlık mücadelesinin de bir parçası.
***
Manavgat’ta yolsuzluk ve CHP’nin “Savunma” kalkanı
Herkes Manavgat Belediyesi’ndeki başkan yardımcısının baklava kutusundan çıkan 110.000 Euro’yu konuşuyor. Ancak daha tehlikeli olan bu skandal ortaya çıktıktan sonra belediye etrafını saran CHP örgütlerinin usulca dağılması. Peki ya görüntüler çıkmasaydı Manavgat’taki “yüzde 10’cu” siyasi yapı bu yolsuzluğu nasıl örtbas edecekti?
Cevap basit; hesap sorulmasın diye her yolu deneyeceklerdi. Savcılar tehdit edilecek belgeler manipüle edilecek hatta Atatürk posterleri ve CHP’nin altı oku bu yolsuzluğa kalkan olarak kullanılacaktı. Ekrem İmamoğlu’nu savunanlara tavsiyem, Manavgat’taki gibi dağılmak zorunda kalabilirsiniz.
***
İzmir’deki köyde umut
İzmir’in ücra bir köyünde çekilen bir video gerçek siyasetin nasıl olması gerektiğini gösteriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Sekreteri Eyüp Kadir İnan, milletvekilleri ve AFAD görevlileri yangında evi barkı yanan köylülerle oturmuş dertleşiyor. Köylünün yüzündeki tebessüm devletin samimiyetinin en büyük kanıtı.
Bu köylüler biliyor ki dün Kastamonu Bozkurt’ta selin götürdüğü ilçeyi yeniden inşa eden Hatay’da Gaziantep’te Adıyaman’da yaraları saran hükümet bugün İzmir’de de aynı kararlılıkla çalışacak. Oysa İzmir Büyükşehir Belediyesi vatandaşın kentsel dönüşüm parasını iç ederken devlet köylünün evini yeniden yapmak için seferber oldu.
***
Sonuç: CHP’nin çıkmazı Türkiye’nin yükselişi
• Özgür Özel başlattığı diyalog umudunu tehditlerle toprağa gömdü.
• CHP İzmir’deki yolsuzluklarla Manavgat’taki skandallarla ve iç çekişmelerle mücadele ederken halkın güvenini kaybediyor.
• Teknofest Türkiye’nin teknoloji hamlesinin yeni bir ayağı olarak yükseliyor.
• AK Parti afetlerde gösterdiği samimi ve çözüm odaklı tutumla vatandaşın yanında olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Türkiye siyasi kavgalardan uzak üretim ve hizmetle yoluna devam ederken CHP’nin “Tahrir Meydanı” benzetmeleri ve iç çekişmeleri kendi sonunu hazırlıyor. Gerçek siyaset halkın derdine çare olmakla başlar. Bugün bunu yapan iktidar yarın da Türkiye’yi aydınlık yarınlara taşıyacak.