Divan yangını
Fenerbahçe’nin geçen cumartesi yapılan Divan Kurulu toplantısına Aziz Yıldırım’ın da iştirak etmesi ortalığı yangın yerine çevirdi. Halef selef iki başkanın karşılıklı salvoları salonda gerginliği tavan yaptırdı. Hele Aziz Başkan’la mevcut yönetimin asbaşkanlarından Hamdi Akın’ın tartıştıkları sekanslarda bazen seviye oldukça düşük seyretti.
Fenerbahçe’nin divan kurulu toplantıları her zaman diğer kulüplerden daha farklı ve renkli seyrediyor eskiden beri. Kürsüye gelen her hatip aklına ne geldiyse söylemekte serbest bu cumartesi toplantılarında. Bu aşırı liberal tutum bazen özün kaybolmasına ve konunun dağılmasına sebep oluyor.
Aziz Başkan ve Ali Başkan’ın son yedi seneye yayılan ve her geçen sene derinleşen anlaşmazlığı kolay kolay yatışacak gibi görünmüyor. Geçen cumartesi itibarıyla Aziz Başkan’ın yeniden aday olması ihtimali artık yok. Sadettin Bey de artık aday olmayacağını deklare etti. Hakan Bilal Kutlualp’in delege tabanındaki etkisi onu başkanlık koltuğuna taşır mı bilinmez. Gene Eylül’deki seçimli kongrede Ali Bey aday olduğunda karşısında rakip olmayacak bu gelişmelerden sonra. Tek adayla girilen seçimlerde demokrasinin tam uygulandığını iddia etmek eski doğu bloku geleneklerini anımsatıyor biraz.
Feyenoord maçı bir kolu boyu mesafeye yaklaşmışken son Benfica maçında oynanan futbol ve Mourinho’nun açıklamaları Aziz Başkan’ın eleştirilerini haklı çıkardı. Sermaye artırımı ve Bankalar Birliği’ne olan borcu sıfırlayıp finansal prangalardan kurtulmak oldukça önemli olmakla beraber yedi senedir şampiyon olunamaması ve yapılan yüze yakın işe yaramayan transferlerden kaynaklanan bütçedeki koskoca delik yeni kişilerin başkan adayı olmasını ve bu yükü sırtlamalarını güçleştiriyor.
Bu kısır döngü kulübün geleceğini ipotek altına alıyor ve kimse bu finansal darboğazdan dolayı göreve talip olamıyor.
Borçlanarak büyüme üzerine bina edilen yönetim stratejisi artık döndürülemez hale geldi. Bunu görmek için finansal analist olmaya gerek yok. Dönmüyor artık bu devran. Elindeki tapon oyuncuları nakde tahvil edemiyorsun. Naklen yayın gelirleri her sene TL bazında eriyip gidiyor. Avrupa Ligi’nden gelen puan başına cüzi ücretler kulübün elektrik-su parasına yetmezken takımın en temel eksik bölgelerine takviye yapılamıyor günler geçmesine rağmen. Galiba “paranız bitti” diyen Aziz Başkan bu iddiasında haklı.
Seçimli genel kurulun Eylül’de yapılması kesinleştiği için yönetimin eli nispeten rahatladı. Sezona iyi girilmesi durumunda bu rüzgarla ve bu ekonomik şartlarda Ali Bey’in üç sene daha başkan seçilmesi mümkün olabilir. Ha ama o üç sene sonunda Fenerbahçe ne durumda olur onu ancak Allah bilir.
Neyse memleketin dört bir tarafı cayır cayır yanar/yakılırken, şehit verdiğimiz itfaiyeci ve gönüllü kardeşlerimizin acısı yüreğimizi dağlarken yazıyı daha fazla uzatmanın âlemi yok. Fenerbahçe’deki yangın bir şekilde söner sönmesine esas olan memleketteki yangın sönsün ve bir daha yüreklerimiz de ciğerlerimiz de yanmasın böyle.
Ağustos’un onbeşi yaz, onbeşi güz derler inşallah güz tarafı rahmetle, yağmurla gelir yurdumuza, memleketimize.
