İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DOYULAMAYAN GENÇLİKTİR: AJDA PEKKAN , SARI GELİN VE JAMALA

YAYINLAMA:

1980 yılında Ajda Pekkan, Aman Petrol’le Eurovision’a Türkiye adına katıldığında Jamala henüz üç yaşındaydı. Petrol pahalı bir enerji türüydü. Şimdiki gibi ayağa düşmemişti. Üzerine şarkı yazılacak kadar kıymetliydi.

Ajda kısmına döneriz ama Jamala’ya geçelim şimdilik.

Eurovision finali seyretmek milli sporumuz olduğu için Jamala’yı tanımayan yoktur ama ben yine de takdim edeyim.

Jamala, Ukrayna’da yaşayan bir Kırım Tatarı. Dedeleri Stalin tarafından Kırgızistan’a sürülmüş. Ajda Pekkan doğmadan iki yıl önce gerçekleşmiş bu sürgün, yani 1944’te. Jamala Kırgızistan’da doğmuş. Anne tarafı Ermeni. Karışık sayılabilecek soy ağacına sahip. Muhtemelen Kırım Tatarlarının bugüne dek yükselen en gür sesi. 1944 şarkısının Türkçe nakaratı insanın böğrüne sağlanacak cinsten: Ben bu yerde yaşamadım. Gençliğime doyamadım.

Ey Güzel Kırım türküsünün bu nakaratını tüm dünyanın bir Eurovisyon şarkısında dinlemesi güzel. Belki Ajda Pekkan eskiden olduğu gibi bir aranjmanla bu türküyü de söyler. Yerinde olur. Ajda Pekkan yıllar boyu yabancı şarkılara Türkçe sözler yazarak ekmeğini kazandı. Bugünün dünyasında ise yerli müziklere İngilizce sözler yazılarak dünyanın karşısına çıkılıyor. Kırım Tatarları ve Ajda Pekkan’ın ortak noktası gençliklerine doyamamasıdır. Ajda Pekkan doyamadığı gençliğine estetik ameliyatlarla dönmeye çalışırken, Kırım Tatarları onu türkülerinde ararlar. Her acı beraberinde ertelenmiş hayatlar getiriyor. Kırım Tatarları bu konuda paylarına düşeni fazlasıyla almışlar. 1783’te Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sonrasında başlayan ve farklı dalgalarla Osmanlı topraklarına sığındılar. Her gelen bu topraklarda kendine bir yer buldu. Hala da buluyor. Şükür.

Jamala’nın 1944 şarkısı Ukrayna’nın akıllı bir kamu diplomasisi hamlesi ve elde ettiği birincilikle bu çaba başarıya ulaştı. Eurovision’un finansörleri büyük beşli olarak anılan Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya’nın AB’de ortak olarak anlaştığı yegane konu herhalde Eurovision’dur zaten. Çok ciddi bir organizasyon değil ama Kırım Tatarları için milli bilincin diri tutulması anlamında önemli bir görev üstlenecektir. Kırım Tatarları’nın vakur lideri, henüz 6 aylıkken ailesiyle sürgüne gönderilen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu da Jamala’yı tebrik etti. Sanırım yakında Ajda Pekkan da kendisini tebrik eder. Malumatları bir kenara bırakıp Jamala’nın müziğine geçelim. Güçlü bir yorumcu Jamala. Kırım işgalcisi Ruslar’ın da kendinden haz etmediği bir gerçek. Türkiye’yi de seviyor. Ruslara sırtını dayayan alakart Türkiye muhaliflerinin anlamakta anlatmakta zorluk çekecekleri bir durum. Acı çeken bir halkın sesine kulak vermek ne kadar iyi olurdu, ama kısmet işte. Olmayınca olmuyor. Rusların ayağına basmak şık olmaz, hem de Stalin’in ayağına basarak.

Gençliğine doyamayan sadece Kırım Tatarları değil. Şarkıyı dinleyince içinde saklı bir “Sarı Gelin” olduğunu fark edeceksiniz. Hani şu Ermenilerin de Türklerin de sahiplendiği içli türkü. Acı aynı, feryat aynı... Gün gelir Kırım yeniden özgür olur. Gün gelir Bahçesaray yeniden şenlenir. O zamana kadar elimizde türkülerden başka bir şey yok.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...